2023/1 T.C. DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU ESAS: 2019/1893 KARAR: 2022/4936 KARAR TARİHİ: 20.09.2022 Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2019/1893 E. 2022/4936 K

T.C. DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

ESAS: 2019/1893 KARAR: 2022/4936  KARAR TARİHİ: 20.09.2022

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/1893 E.  ,  2022/4936 K.

İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİ – 2011 yılına ilişkin dava konusu vergi matrahının takdiri amacıyla, indirim ret yetkisi bulunmayan takdir komisyonuna sevkinin, zaman aşımını durdurması hukuken mümkün bulunmadığından, 2017 yılında davacıya tebliğ edilen 2011 yılına ilişkin vergi ve cezanın, 31/12/2016 tarihi itibarıyla zaman aşımına uğradığı – DAVALININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİ

 ÖZET: Vergi Usul Kanununda, hakkında resen tarh sebeplerinden biri bulunan mükelleflerin hangi hallerde 135. maddede sayılan incelemeye yetkili olanlar tarafından incelemeye tabi tutulacakları, hangi hallerde matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edilecekleri konusunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte, incelemeye sevk halinde incelemede geçen sürenin zaman aşımını durduracağına ilişkin de bir hükme yer verilmemiş olmasına rağmen, takdir komisyonuna sevk halinde zaman aşımının duracağı hükme bağlanmıştır. Düzenlemenin amacı tarh işlemine takdir komisyonunda geçen süre içerisinde vergi borcunun tarh zaman aşımına uğramasını önlemeye yöneliktir. Davalı idare vergi borcunun tarh zaman aşımına uğramasını önlemek için takdire sevk işlemi gerçekleştir. Ancak inceleme indirim yetkisi bulunmayan takdir komisyonunca yapılmayıp vergi müfettişi eliyle gerçekleştirilmiştir. Takdir komisyonunca yapılmayan inceleme takdire sevk ile zaman aşımının durduğunun kabulüne olanak sağlamadığından 2011 yılına ait tarhiyata ilişkin ihbarnamenin zaman aşımı süresi dolduktan sonra 17/11/2017 tarihinde tebliğ edilmesi nedeniyle uyuşmazlık konusu vergi tarh zaman aşımına uğradığından, davacı adına yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

 YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığı ileri sürülerek takdir komisyonu kararına istinaden re’sen tarh edilen 2011/8,9,10,11,12 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.

 İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:.. sayılı kararda; incelemenin vergi denetmenince yapılmış olması karşısında, takdire sevk ile zamanaşımının durduğunun kabulüne olanak bulunmadığından, 2011 yılına ait tarhiyata ilişkin ihbarnamenin zamanaşımı süresi dolduktan sonra 17/11/2017 tarihinde tebliğ edilmesi nedeniyle uyuşmazlık konusu vergi tarh zamanaşımına uğradığından, davacı adına yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

 Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; 2011 yılına ilişkin dava konusu vergi matrahının takdiri amacıyla, indirim ret yetkisi bulunmayan takdir komisyonuna sevkinin, zaman aşımını durdurması hukuken mümkün bulunmadığından, 2017 yılında davacıya tebliğ edilen 2011 yılına ilişkin vergi ve cezanın, 31/12/2016 tarihi itibarıyla zamanaşımına uğradığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen nedenlerle istinaf isteminin gerekçeli reddine karar verilmiştir.

 İNCELEME VE GEREKÇE :

 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Re’sen Vergi Tarhı” başlıklı 30. maddesinde; re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış ve maddenin 6. bendinde; tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunmasının re’sen tarh nedeni olduğu hükmüne yer verilmiştir.

 Kanunun “Takdir Kararı” başlıklı 31. maddesinde, takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmının takdir kararına bağlanılacağı belirtilmiş, “Komisyonların Görevleri” başlıklı 74. maddesinin (a) fıkrasının 1. bendinde, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak; 2. bendinde ise vergi kanunlarında yazılı fiyat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmek komisyonun görevleri olarak belirlenmiştir, 75. maddesinde ise; 72. maddenin birinci fıkrasına göre kurulan takdir komisyonunun, 74. maddeki görevleri dolayısıyla bu kanunda yazılı inceleme yetkisine haiz oldukları hükme bağlanmıştır.

 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinde de, katma değer vergisi indirim mekanizması düzenlenmiş, 29. maddenin (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiş, aynı Kanunun 34. maddesinin 1. bendinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

 Görüldüğü üzere, 3065 sayılı Kanunun 29. maddesine göre mükellefler kendilerine yapılan teslim ve hizmetler nedeniyle düzenlenen fatura ve benzeri vesikalardaki katma değer vergisini indirim konusu yapabilirler. Ancak, 213 sayılı Kanunun 3. maddesinin (B) bendinde ifade edildiği üzere vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Bu kuralın gereği olarak mükelleflerin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun yukarıda sözü edilen 29. maddesi hükmünden yararlanabilmelerinin ön şartı, fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması, indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olmasıdır. Mükelleflerin yapmış oldukları katma değer vergisi indirimlerinin hukuka uygun olup olmadığını incelemek amacıyla defter ve belgelerin incelemeye ibrazının vergi dairesi tarafından istenilmesine rağmen ibraz edilmemesi durumunda ya da bir kısım gider belgelerinin sahte olduğunun iddia edilmesi karşısında ise, vergi dairesince, 3065 sayılı Kanunun 29. ve 34. maddelerinde düzenlenen indirim şartlarının yerine getirilmediği araştırılarak, indirim konusu vergilerin reddi ve re’sen vergi tarhiyatı yapılabileceği açıktır.

 Yukarıda belirtilen yasa kurallarına göre matrah takdiri için takdir komisyonuna sevkin yapıldığı sırada re’sen takdir nedeninin var olması yeterli olup takdir komisyonu, takdir edilmesi talep edilen bütün vergi türleri için matrah takdirine yetkilidir. Vergi türleri bakımından matrahın nasıl belirleneceği, kendi özel kanunlarında düzenlenen “istisna”, “muafiyet”, “kanunen kabul edilmeyen gider”, “oran”, “indirim mekanizması” gibi çeşitli vergisel kurumlar ile belirlenmiştir. Takdir komisyonları, matrahı belirlenecek verginin özel kanununda sayılan bu düzenlemeleri esas alarak matrah takdir edecek olup 74. maddede de belirtildiği üzere takdir komisyonlarının takdir sebebi bulunup bulunmadığını inceleme yetkisi bulunmamaktadır. Bu şartların yerine getirilmesi durumunda ise takdir komisyonları her türlü inceleme yetkisini haiz olup, kendileri inceleme yapabilecekleri gibi inceleme yetkisini haiz diğer şahıs ya da kurumlar tarafından yapılmış incelemeleri dikkate alarak matrah takdir etmelerinde de yasal bir engel bulunmamaktadır.

Dosyanın incelenmesinden; davacının 14/11/2016 ve 15/11/2016 tarihli sevk fişleri ile takdire sevk edildiği, bağlı olduğu Mecidiyeköy Vergi Dairesine gönderilen … tarih ve … ile … tarih ve … sayılı Vergi Müfettişi Yardımcısı yazılarında, Silivri Vergi Dairesi mükellefi … İnş. Malz. Elekt. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile Avcılar Vergi Dairesi mükellefi … Plastik Kimya Makina Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. hakkında sahte belge düzenleme nedeniyle Vergi Tekniği Raporları düzenlendiği ve adı geçen mükelleflerden 2011 yılına ilişkin Ba formu ile alış beyan ettiği tespit edilen davacının ilgili dönem matrahlarının takdir edilmesi gerektiğinin belirtildiği, bunun üzerine 213 sayılı Kanunun 30/3 ve 30/6 maddeleri uyarınca 31/03/2017 tarihli takdir komisyonu kararları ile davacının Ba formu dayanak alınarak adı geçen mükelleflerden alınan faturalarda yer alan katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle belirlenen matrah üzerinden yapılan cezalı tarhiyatlara ilişkin ihbarnamelerin tebliği üzerine de işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

 Uyuşmazlık konusu olayda, gerek davalı idarece gerek takdir komisyonunca davacının defter ve belgeleri incelenmediği, takdir komisyonunca matrah takdiri yapılırken davacı şirketin 2011 yılına ait Ba formuyla fatura aldığını beyan ettiği … İnş. Malz. Elekt. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile … Plastik Kimya Makina Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin düzenlediği faturaları defterlerine kaydedip kaydetmediği, faturalar içeriği katma değer vergilerinin indirim konusu yapılıp yapılmadığı, indirim konusu yapıldıysa hangi ayda indirim konusu yapıldığı hususlarında herhangi bir araştırma yapılmadığı; davacının katma değer vergisi beyan tablosu dikkate alınmaksızın sahte olduğu iddia edilen fatura tutarları katma değer vergisi matrahına eklenmek suretiyle matrah takdir edildiği görülmektedir.

 Bu itibarla, davacının, defter ve belgeleri üzerinde inceleme ve araştırma yapılmaksızın ve katma değer vergisi beyan tablosu dikkate alınmaksızın sadece davacı tarafından verilen Ba formundan hareketle yapılan cezalı tarhiyatın eksik incelemeye dayandığı sonucuna varılmıştır.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve değerlendirmeler uyarınca, takdir komisyonunun katma değer vergisi indirim yetkisi bulunmadığı yönündeki gerekçesiyle istinaf başvurusunu reddeden temyize konu Vergi Dava Dairesi kararında belirtilen gerekçe doğrultusunda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

            KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

  1. Temyiz isteminin reddine,
  2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
  3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
  4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 20/09/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

            (X) KARŞI OY :

Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle takdir komisyonu kararına istinaden 2011/8 ila 12 dönemlerine ilişkin re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.

 

Her ne kadar Dairemizce 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesi, bu maddenin 6. bendi, 31. maddesi, 74. maddesinin (a) fıkrasının 1 ve 2. bendleri, 75. maddesi, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29 ve 34. maddeleri değerlendirilerek mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve hizmetler nedeniyle düzenlenen fatura ve benzeri vesikalardaki katma değer vergisini indirim konusu yapabilecekleri, ancak, 213 sayılı Kanunun 3. maddesinin (B) bendinde ifade edildiği üzere vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, bu kuralın gereği olarak mükelleflerin 29. madde hükmünden yararlanabilmelerinin ön şartının, fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması, indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması olduğu, mükelleflerin yapmış oldukları katma değer vergisi indirimlerinin hukuka uygun olup olmadığım incelemek amacıyla defter ve belgelerin incelemeye ibrazının vergi dairesi tarafından istenilmesine rağmen ibraz edilmemesi durumunda ya da bir kısım gider belgelerinin sahte olduğunun iddia edilmesi karşısında ise, vergi dairesince, Kanunda aranan indirim şartlarının yerine getirilmediği araştırılarak, indirim konusu vergilerin reddi ve re’sen vergi tarhiyatı yapılabileceğinin açık olduğu, belirtilen yasa kurallarına göre matrah takdiri için takdir komisyonuna sevkin yapıldığı sırada re’sen takdir nedeninin var olmasının yeterli olduğu, takdir komisyonunun, takdir edilmesi talep edilen bütün vergi türleri için matrah takdirine yetkili olduğu, vergi türleri bakımından matrahın nasıl belirleneceğinin, kendi özel kanunlarında düzenlenen “istisna”, “muafiyet”, “kanunen kabul edilmeyen gider”, “oran”, “indirim mekanizması” gibi çeşitli vergisel kurumlar ile belirlendiği, takdir komisyonlarının, matrahı belirlenecek verginin özel kanununda sayılan bu düzenlemeleri esas alarak matrah takdir edeceği, takdir komisyonlarının takdir sebebi bulunup bulunmadığını inceleme yetkisi bulunmadığı, bu şartların yerine getirilmesi durumunda ise takdir komisyonlarının her türlü inceleme yetkisini haiz olduğu, kendileri inceleme yapabilecekleri gibi inceleme yetkisini haiz diğer şahıs ya da kurumlar tarafından yapılmış incelemeleri dikkate alarak matrah takdir etmelerinde de yasal bir engel bulunmadığı, uyuşmazlık konusu olayda, gerek davalı idarece gerek takdir komisyonunca davacının defter ve belgelerinin incelenmediği, takdir komisyonunca matrah takdiri yapılırken davacı şirketin 2011 yılına ait Ba formuyla fatura aldığını beyan ettiği … İnş. Malz. Elekt. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile … Plastik Kimya Makina Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin düzenlediği faturaları defterlerine kaydedip kaydetmediği, faturalar içeriği katma değer vergilerinin indirim konusu yapılıp yapılmadığı, indirim konusu yapıldıysa hangi ayda indirim konusu yapıldığı hususlarında herhangi bir araştırma yapılmadığı; davacının katma değer vergisi beyan tablosu dikkate alınmaksızın sahte olduğu iddia edilen fatura tutarları katma değer vergisi matrahına eklenmek suretiyle matrah takdir edildiğinin görüldüğü, bu itibarla, davacının, defter ve belgeleri üzerinde inceleme ve araştırma yapılmaksızın ve katma değer vergisi beyan tablosu dikkate alınmaksızın sadece davacı tarafından verilen Ba formundan hareketle yapılan cezalı tarhiyatın eksik incelemeye dayandığı sonucuna varıldığı ve temyize konu Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle temyize konu kararı onamış ise de;

  1. Türk Vergi Sisteminin temel olarak beyan esasına dayandığı, tarh görev ve yetkisinin yani beyan edilen matrah üzerinden ödenmesi gereken verginin hesaplamasının vergi dairesinde olduğu, mükellef hakkındaki her türlü bilgi, belge ve bildirimlerin bağlı olduğu vergi dairesindeki tarh dosyasında tutulduğu, tarhiyatın beyana dayalı olarak tahakkuk fişi, diğer hallerde kanunda belirtilen nedenlere bağlı olarak ikmalen, re’sen ve idarece tarhiyatta ihbarname ile gerçekleştirildiği,
  1. Ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak amacı ile tarh zamanaşımı süresi içerisinde incelemeye yetkili olanlarca her zaman inceleme yapılabileceği,
  1. Kanunda belirtilen haller ile yine Kanunla idareye verilen yetki uyarınca belirlenen hallerde mükelleflere bildirim zorunluluğu getirildiği, bu hallerden birisinin de periyodik (aylık) olarak mal ve hizmet alım ve satımında bulunduğu mükelleflere ilişkin olarak Ba (mal ve hizmet alımına ilişkin) ve Bs (mal ve hizmet satımına ilişkin) formlarının bildirilmesi olduğu, bu formlarda faturalarda yer alan bilgilere (muhatabın adı/soyadı, fatura numaraları, tarihi, mal ve hizmetin nevi, miktarı, tutarı vs.) yer verildiği,
  1. İdarece bu bildirimlerin kontrolü sonucunda hakkında sahte veya yanıltıcı belge düzenlediği yolunda vergi tekniği raporu bulunanlardan mal ve hizmet alınmış olduğunun tespiti durumunda re’sen takdir nedeni bulunduğu gerekçesiyle ( tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması) başka nedenlerin de bulunup bulunmadığına bağlı olarak inceleme yapılmasına veya Ba-Bs bildirimleri üzerinden tespit edilebilen durumlarda genellikle takdir komisyonuna sevk edilmesine karar verildiği, takdir komisyonunca hakkındaki SMYİB düzenlediği yolunda VTR bulunan mükelleflerden mal ve hizmet alındığının Ba formu ile bildirilmesi hallerinde KDV ile ilgili olarak Ba formunda yer verilen tutarlar ve dönemler dikkate alınarak matrah belirlendiği yani aslında mükelleflerin kendi beyanları doğrultusunda indirime konu ettiği ilgili dönem matrahından bu mükelleflerden alınan faturaların çıkarılması suretiyle indirime konu matrahı azaltma sonucu doğuracak şekilde matrah takdir ettiği; vergi dairesince de belirlenen bu matrahlara isabet eden KDV’leri, tarh dosyasında bulunan KDV beyanları, ilgili dönemlerde devreden KDV bulunup bulunmadığı dikkate alınmak suretiyle tarh edilerek ihbarname ile mükellefe bildirildiği, bu suretle gerçekleştirilen tarhiyatlara karşı açılan davalarda davacıların genel olarak bu faturaları almadıkları, kayıt ve beyanlarına yansıtmadıkları, tarhiyatın yapıldığı dönemlerde ödenecek vergi çıkmadığı yolunda iddia ileri sürmedikleri, aksine alınan faturaların gerçek olduğuna ilişkin argümanlar ileri sürdükleri, kendileri hakkında inceleme yapılmadığı ve bu hususun tarhiyatı kusurlandırdığı yolunda iddialarda bulundukları,
  1. Bu durumda öncelikle davacıların Ba formlarında bildirdikleri faturalara ilişkin itirazlarının (yani kayıt ve beyanlarına yansıtmadıklarına ilişkin iddialarının) bulunmaması durumunda davacı hakkında inceleme yapılmasını gerektirecek yani ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştıracak, tespit edecek ve sağlayacak bir durum (sadece bu faturaların yevmiye defterine kaydedildiğine ilişkin yevmiye tarihi ve numarası dışında) bulunmadığı çünkü zaten mükellefin kendisinin kayıt ve beyanlarına yansıttığını bildirdiği matrah ve tutarlar üzerinden tarh dosyasındaki beyanları da dikkate alınarak tarhiyat yapıldığı için tarhiyatı bu yönden kusurlandıracak bir neden bulunmadığı, aksine iddiaların bulunduğu durumda da bu durumun inceleme yapılmasını gerektirmeyecek şekilde ispatının basit olduğu ve mahkemece de kolaylıkla tespit edilebileceği hususları dikkate alındığında tarhiyatın esası hakkında yani hakkında VTR bulunan mükellefin düzenlediği faturaların gerçek bir mal veya hizmet karşılığı düzenlenip düzenlenmediğinin (dosya içerisinde varsa doğrudan VTR’nin (yoksa getirtilerek gerekmesi halinde davacıya tebliğ edilmesi suretiyle) ve davacının konuya ilişkin tüm iddia ve delillerinin) irdelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

 

Anılan nedenlerle, davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunu, takdir komisyonlarının indirim yetkisi bulunmadığında tarhiyatın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddeden Vergi Dava Dairesi kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği kanaatiyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

Share: