Bülten: 2019-28 Vergiye Uyumlu Mükelleflerde Vergi İndirimi Uygulaması

Genel Olarak

Vergisini zamanında ödeyemeyen mükellefler için uygulanan gecikme zammı oranları her zaman reel faiz oranlarının üzerinde tutulmasına rağmen sık sık çıkarılan matrah artırımı, taksitlendirme, yapılandırma gibi af uygulamalarıyla gecikme zammı oranlarının yüksekliği caydırıcılğını yitirmekte ve bu da vergisini zamanında ödeyen mükellefler nezdinde kendisini kötü hissetme ve bir nevi pişmanlık duygusunun oluşmasına neden olmaktaydı.

Vergisini zamanında ödeyen, vergiye uyumlu mükelleflerde gelişen bu duyguların bir nebze olsun hafifletilebilmesi amacıyla 6824 Sayılı Kanunun 4’üncü maddesiyle 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga mükerrer 121’inci maddesi başlığı ile yeniden düzenlenmiş ve 01/01/2018 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi getirilmişti. Akabinde 301 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile uygulamanın usul ve esaslarına ilişkin açıklamada bulunulmuştu.

Buna ilaveten 7162 sayılı Kanun ile 01/01/2019 tarihinden itibaren vergiye uyumlu mükelleflerin vergi indiriminden yararlanabilmeleri için uymaları gereken eksik ödeme sınırı 10 TL’den 250 TL’ye yükseltilmişti.

Düzenlemenin Uygulamasına İlişkin Esaslar

Vergi indirimi, gerekli şartları taşıyarak uyumlu mükellef kapsamına giren mükelleflerin yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin % 5’inin, vergi dairesine ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirilmesi şeklinde uygulanmaktadır.

Vergi indirimi uygulamasından sadece, ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefleri ile (Finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri, emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç)  kurumlar vergisi mükellefleri  yararlanabilmekte olup KDV, Damga Vergisi, Motorlu Taşıtlar Vergisi Özel Tüketim Vergisi, Veraset ve İntikal Vergisi vb diğer vergilerde vergi indirimi uygulaması söz konusu değildir.

Bunun için;

– Son üç döneme ait vergi beyannamelerinin kanuni süresi içerisinde verilmiş ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin de kanuni süreleri içerisinde ödenmiş olması (Uygulamadan 2019 yılında faydalanmak için; 2016, 2017 ve 2018 yılları),

– Bu dönemlerde haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması,

– 2018 Hesap Dönemi Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi / Kurumlar Vergisi Beyannamesinin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı ve cezalar dahil 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması,

– 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarında 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359. maddesinde sayılan kaçakçılık suçu fiillerinin işlenmemiş olması.

gerekmektedir.

Buna ilaveten;

– Vergi indiriminden yararlanılabilmesi için sadece gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinin değil, KDV, muhtasar, damga vergisi gibi diğer verilmesi gereken tüm beyannamelerin yasal süresinde verilmesi ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden tüm vergilerin yasal süresinde ödenmesi gerekmekte olup her bir beyanname itibarıyla 250 Türk lirası’na kadar yapılan eksik ödemeler, ihlal anlamına gelmemektedir.

– Kanuni süresi içinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak, kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler vergi indiriminden yararlanılmasına engel teşkil etmemektedir.

– 2016, 2017 ve 2018 yılları içerisinde ikmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatların indirimin hesaplanacağı 2018 yılı gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği süreden önce kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya Vergi Usul Kanununun uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması ve diğer şartların da sağlanması kaydıyla vergi indiriminden yararlanılması mümkündür. Ancak, yapılan tarhiyatların kesinleşmiş yargı kararları, uzlaşma veya düzeltme hükümleri ile kısmen ortadan kaldırılması durumunda ise indirimden yararlanılamamaktadır.

Hesaplanan indirim tutarı, 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere 1.200.000 Türk lirası ile sınırlı olup hesaplanan vergi indirimi tutarı, öncelikle bu beyannameler üzerinden ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirilebilecektir. Vergi indirimi tutarının ödenmesi gereken vergiden fazla olması halinde ise kalan tutar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebilecek ancak bu süre içerisinde mahsup edilemeyen tutarlar mükelleflere iade edilmeyecektir.

Vergi indiriminden yararlanan mükelleflerin, şartları taşımadığının sonradan tespiti halinde ilgili vergilendirme döneminde indirim nedeniyle alınmayan vergiler mükelleflerden istenilecek olup ancak geri alınacak bu tutara vergi ziyaı cezası uygulanmayacaktır.

İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yılda herhangi bir vergiye ilişkin beyanın gerçek durumu yansıtmadığının, indirimden yararlanıldıktan sonra tespit edilmesi durumunda, yapılan tarhiyatların kesinleşmesi halinde de yine indirim nedeniyle alınmayan vergiler vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın mükelleften istenilecektir.

Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 301)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 307)’de Yer Alan Hususlar

15  Mart 2019 tarihli ve 30715 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 301)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 307) ile indirim şartlarının varlığı açısından dikkate alınmak üzere eksik ödeme sınırının 10 TL’den 250 TL’ye yükseltilmesine ilişkin açıklamalarda bulunulmuştur.

Buna göre;

– 193 sayılı Kanunun 7162 sayılı Kanunla değişik mükerrer 121’inci maddesine göre, 2018 yılına ilişkin olup 2019 yılında ve sonraki dönemlere ilişkin verilecek gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde vergi indiriminden faydalanılıp faydalanılamayacağının tespitinde her bir beyanname itibarıyla 250 TL’ye kadar yapılan eksik ödemeler, söz konusu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresi içerisinde ödenmiş olması şartının ihlali anlamına gelmeyecektir.

– Diğer taraftan, ilgili vergi kanunu gereğince tecil edilerek belirlenen şartların gerçekleşmesi halinde terkin edilecek vergilerin, söz konusu şartların sağlanamaması durumunda, kanunlarında öngörülen tecil süresinin bitiminden itibaren 15 gün içerisinde ödenmesi halinde, tahakkuk eden vergilerin kanuni süresi içerisinde ödenmiş olması şartı ihlal edilmiş sayılmayacaktır.

Konuya ilişkin olarak Tebliğde yer alan örnek aynen aşağıdaki gibidir;

Örnek 4: (L) A.Ş., 2018 hesap dönemine ilişkin olarak 25/4/2019 tarihinde vermiş olduğu kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden tahakkuk eden kurumlar vergisini vadesinde ödemiştir.

(L) A.Ş., 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin tüm vergi beyannamelerini kanuni süresi içerisinde vermiş ve 2017 yılı Mayıs ayına ilişkin verilen muhtasar beyanname üzerine tahakkuk eden 33,90 TL’lik vergi hariç, tahakkuk eden vergilerini süresinde ödemiştir.

Buna göre, diğer şartların da sağlanmış olması kaydıyla, Mayıs 2017 dönemine ait muhtasar beyannameye ilişkin tahakkuk eden 33,90 TL’lik verginin süresinde ödenmemesi, (L) A.Ş.’nin vergi indiriminden yararlanmasına engel teşkil etmeyecektir.”

Share: