Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde yahut kurumsal olmakla birlikte aile şirketi görünümünde olan işletmelerde, şirket ile ortaklar yahut ortakların sahibi olduğu diğer işletmeler yada bunların ilişkili olduğu kişi ve kurumlar arasında karşılıksız nakit hareketlerinin, avans yahut cari hesap bakiyelerinin olması kaçınılmazdır.
Bu kapsamdaki ilişkilerin vergi mevzuatı yönünden dikkat edilmesi gereken yönleri olup, kar dağıtımı ve huzur hakkı gibi resmi durumlar dışında, ortakların işletmeden nakit çekmemeleri yahut nakdi karşılığı olan fayda sağlamamaları, bu tür ilişkilerin kaçınılmaz olduğu durumlarda ise emsal bedel üzerinden işletme lehine faiz, kira vb adlar altında gelir tahakkuklarının mutlaka yapılması gerekmektedir.
Diğer taraftan bazen bunun tersi olarak, işletmenin zor durumda kalmış olması ve ortakların işletmeye nakit koyması yahut kredi temin etmesi de mümkün olabilmektedir. Böyle durumlarda da vergi güvenlik müesseseleri devreye girmekte ve kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşması durumunda bu durum örtülü sermaye olarak kabul edilmekte ve aşan kısmı için ödenen ve hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderler kurum kazancının tespitinde indirim olarak kabul edilmemektedir.
Ancak bu durumun istisnası olarak, ortaklar vasıtasıyla kurumların kredibilitesi olan grup şirketlerinin, iştiraklerinin, ortaklarının veya ortaklarla ilişkili kişilerin, banka ve finans kurumlarından ya da sermaye piyasalarından temin ederek aynı şartlarla kısmen veya tamamen kullandırdığı borçlanmaların örtülü sermaye sayılmayacağı yönünde düzenlemeler ikincil mevzuatta yer almaktadır.
Buna uygun olarak artık verilen özelgelerde, şirketin finansman ihtiyacını karşılamak üzere şirket ortaklarının bankadan kendi adlarına temin ettikleri kredileri, tamamen aynı şartlarla şirketine kullandırmaları ve bu durumun ispat edici vesikalarla belgelendirilmesi halinde, söz konusu krediler dolayısıyla katlanılan faizlerin ve masrafların şirket tarafından kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılmasının mümkün bulunduğu yönünde görüş bildirildiği görülmektedir. (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı; 08.01.2016 t. ve 62030549-125[8-2014/174]-1625 sayılı KV özelgesi)