7417 Sayılı “Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 05/07/2022 tarihli ve 31887 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Kanunun teklif aşamasındaki metnine ilişki değerlendirmelere 2022/47 sayılı Bülten’de yer verilmiş olup bu defa benzer açıklamalara bir kez daha aşağıda yer verilmiştir.
- a) Defter ve belgelerin zayii olması durumunda dava açabilme süresinin uzatılmıştır
Bilindiği üzere, saklamakla yükümlü olunan defter ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle zayii olması durumunda bu durumun öğrenildiği tarihten itibaren 15 gün içinde, durumun mahkeme kararı ile tespiti için dava açabilmektedir.
Kanun’un 55’inci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’unun 82’nci maddesinin yedinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “onbeş” ibaresinin “otuz” şeklinde değiştirilmesi öngörülmektedir. Böylece, tacirlere saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle zayii olması durumunda bu durumu öğrendikleri andan itibaren 30 gün içinde dava açabilmelerine imkan getirilmektedir.
Bu düzenleme 05707/2022, yayımı tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
- b) Özel usulsüzlük cezaları artırılmıştır
Kanun’un 27’inci maddesi ile “Özel Usulsüzlükler ve Cezaları a) Fatura ve benzeri evrak verilmemesi ve alınmaması ile diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmaması” başlıklı 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının; (1) ve (2) numaralı bentlerinde yer alan “240” ibareleri “1.000” şeklinde, “120.000” ibareleri “500.000” şeklinde, “12.000” ibaresi “50.000” şeklinde değiştirilmiştir.
Buna göre 01.08.2022 tarihinden geçerli olmak üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanun’unun 353’üncü maddesinde yer alan özel usulsüzlük cezaları aşağıdaki gibi olacaktır;
- Elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekenler de dâhil olmak üzere, verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması, düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi, bu belgelerin elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken Maliye Bakanlığınca belirlenen zorunlu haller hariç olmak üzere kâğıt olarak düzenlenmesi ya da bu Kanunun 227, 231 ve 234 üncü maddelerine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için 1.000 Türk lirasından aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilmektedir.
Bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak tespit olunan yukarıda yazılı özel usulsüzlükler için kesilecek cezanın toplamı 500.000 Türk lirasını geçemez.
- Elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekenler de dâhil olmak üzere, perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihazla verilen fiş, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi ile Maliye Bakanlığınca düzenlenme zorunluluğu getirilen belgelerin; düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, bulundurulmadığının, düzenlenen belgelerin aslı ile örneğinde farklı meblağlara yer verildiğinin, gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin veya elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken Maliye Bakanlığınca belirlenen zorunlu haller hariç olmak üzere kâğıt olarak düzenlendiğinin tespiti ya da bu belgelerin bu Kanunun 227 nci maddesine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde, her bir belge için 1.000 Türk lirası özel usulsüzlük cezası kesilir.
Ancak, her bir belge nevine ilişkin olarak kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı her bir tespit için 50.000 Türk lirasını, bir takvim yılı içinde ise 500.000 Türk lirasını geçemez.
Ayrıca, yine bu Kanun’un 28’inci maddesi ile elektronik ticarette vergi güvenliğini sağlamak amacıyla, bilgi ve bildirimlerin elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi yükümlülüğünü yerine getirmeyen/uygulamayan mükelleflere uygulanacak özel usulsüzlük cezaları artırılmıştır.
Buna göre 213 Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257’nci maddesinin birinci fıkrasının (7) ve (9) numaralı bentlerinde yer alan;
- Elektronik ticarette vergi güvenliğini sağlamak amacıyla elektronik ortamda ticari faaliyette bulunan gerçek ya da tüzel kişi hizmet sağlayıcılara ve/veya başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ve tüzel kişi aracı hizmet sağlayıcılara ticari faaliyetlerine ilişkin bildirim verme yükümlülüğü getirmeye, bildirimin içerik, format, standart, verilme süresi ve yöntemini belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya, bildirim verme yükümlülüğünü iş hacmi, sektör, mükellef grupları, alış-satış tutarı, alım satıma konu mal ve hizmet türleri itibarıyla belirlemeye, başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına ilişkin bildirime konu bilgilerin aracı hizmet sağlayıcıları tarafından alınması zorunluluğunu getirmeye, bu bent kapsamındaki bilgi ve bildirimlerin elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi yükümlülüğü getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye,
- Tüzel kişiler ve tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin gerçek faydalanıcı bilgisinin güncel, tam ve doğru bir şekilde tespit edilebilmesi için gerçek faydalanıcının kapsamını belirlemeye, bu kapsama girenlerin bildirilmesi zorunluluğunu getirmeye, bildirimin içerik, format, standart, verilme süresi ve yöntemini belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya, bildirim verme yükümlülüğünü sektör, mükellef grupları ve mükellefiyet durumları itibarıyla belirlemeye, bu bent kapsamındaki bilgi ve bildirimlerin elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi yükümlülüğü getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye,”
zorunluluklara uymayanlar hakkında söz konusu Kanunun mükerrer 355 inci maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alanlara (1) numaralı bentte yer alan tutarın 5 katı, (2) numaralı bendinde yer alanlara (2) numaralı bentte yer alan tutarın 5 katı, (3) numaralı bendinde yer alanlara (3) numaralı bentte yer alan tutarın 2 katı özel usulsüzlük cezası kesilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca, bu Kanunla mükerrer 257 nci maddeye (9) numaralı bent olarak getirilen gerçek faydalanıcı bildirim ve muhafaza zorunluluğunu yerine getirmeyenlere, mükerrer 355’inci maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan cezanın 3 kat artırımlı uygulanması imkânı sağlanmıştır.
Söz konusu düzenlemeler 01.08.2022 tarihinde yürürlüğe girecektir.
- c) Nakit sermaye artışı indiriminin 5 yılla sınırlandırılması öngörülmektedir
Hatırlanacağı üzere 07.04.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6637 Sayılı Kanun’un 8 inci maddesiyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10’uncu maddesinin birinci fıkrasına (ı) bendi eklenerek, sermaye şirketlerinin nakit sermaye artırımlarına teşvik getirilmişti. Belirtilen düzenlemenin en önemli avantajlarından biri ise şirketler indirim hakkını sadece nakdi sermaye artışının yapıldığı yıl için değil her yıl için kullanabilecek olmaları ve matrahın yetersiz olması nedeniyle indirilemeyen tutarların sonraki dönemlere devredilebilmesiydi.
Kanun’un 49’uncu maddesi ile söz konusu 10/(ı) bendinin üçüncü paragrafında yapılması öngörülen değişiklikle, indirim düzenlemesindeki süresiz yararlanma hakkı, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap dönemi ile bu dönemi izleyen dört hesap dönemi dikkate alınarak sınırlandırılmaktadır. Diğer taraftan, bu süre zarfında, kazanılan indirim tutarlarından, kazancın yetersizliği nedeniyle ilgili dönemlerde indirim konusu yapılamayan tutarlar, beş yıllık süre dolduktan sonra da indirime konu edilebilecek olup bu kapsamda bir sınırlamaya gidilmemektedir.
Ayrıca yine Kanun’un 50. maddesi ile yapılan bu değişiklik hükmünün, değişiklik öncesinde yapılan nakit sermaye artışları için de 5 hesap dönemi için uygulanacağı düzenlenmektedir. Buna göre, önceki dönemlerde artırım yapmış ve indirimden faydalanmış olan mükellefler, geçmiş dönemlerde indirimden faydalandıkları dönem sayısına bakılmaksızın 2022 dönemi dahil 5 hesap dönemi daha indirimden faydalanabileceklerdir.
Söz konusu düzenlemeler 05/07/2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
- d) 7394 sayılı Kanunla yapılan bazı düzenlemelerin yürürlüğünün netleştirilmesi
Hatırlanacağı üzere, 15.04.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7394 Sayılı Kanun’un 25’inci maddesi ile 5520 sayılı Kanunun “Kurumlar vergisi ve geçici vergi oranı” başlıklı 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklikle; bankalar, finansal kiralama, faktoring, finansman ve tasarruf finansman şirketleri, elektronik ödeme ve para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketlerinin kurum kazançları üzerinden kurumlar vergisi oranının %25 olarak uygulanması hükme bağlanmıştır.
Ayrıca aynı Kanunun 26’ncı maddesi ile söz konusu %25’lik oranın 01/07/2022 tarihinden itibaren verilmesi gereken beyannamelerden başlamak ve 01/01/2022 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemine ait kurum kazançları için geçerli olmak üzere 2022 takvim yılında da uygulanabilmesi hüküm altına alınmıştır.
7394 Sayılı Kanun’un 22’nci maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (4) numaralı alt bendinde yapılan değişiklikle, münhasıran altyapı yatırım ve hizmetlerinden oluşan portföyü işletecek gayrimenkul yatırım ortaklıkları gibi esas faaliyet konusu gayrimenkullerle ilgili portföy işletmeciliği olmayan gayrimenkul yatırım ortaklıklarının istisna kapsamında olmadığı hususuna açıklık getirilmiştir.
Bahsi geçen Kanun’un 39’uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde ise yukarıda yer verilen düzenlemelerin 2023 yılı vergilendirme dönemi kurum kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır.
Bu defa Kanun’un 57’nci maddesi ile 7394 sayılı Kanunun 39’uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan;
– “2023 yılı vergilendirme dönemi kurum kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde,” ibaresinin
– “2023 yılı ve izleyen vergilendirme dönemlerine ait kurum kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde,”
şeklinde değiştirilmesi öngörülmektedir. Böylece yukarıda yer verilen düzenlemelerin 2023 yılıyla sınırlı olmadığı hususu netlik kazanmıştır.
Söz konusu düzenlemeler 05/07/2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
- e) Kefalet senetlerinin teminat olarak kabul edilebilmesi öngörülmektedir
Kanun’un 24’üncü maddesi ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun “Teminat ve değerlenmesi” başlıklı 10’uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yapılması öngörülen değişiklikle, sigorta şirketleri tarafından kefalet sigortası kapsamında düzenlenen kefalet senetlerinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uygulamalarında teminat olarak kabul edilebilmesi düzenlenmektedir.
Ayrıca Kanun’un 25’inci maddesi ile 6183 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesinde yapılan değişikliğe uygun olarak menkul mal satışlarına iştirak edeceklerin vermeleri gereken teminatın türüne yönelik hükümlerin düzenlendiği “Satış şekli, artırma ve ilan” başlıklı 85’inci maddede de değişiklik yapılması öngörülmekte ve para yerine teminat mektubu alınabilmesi hükmü revize edilerek Türkiye’de yerleşik sigorta şirketleri tarafından kefalet sigortası kapsamında düzenlenen kefalet senetlerinin de teminat olarak alınabilmesine imkân sağlanmaktadır.
Söz konusu düzenleme 05/07/2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
- f) Gerçek faydalanıcı bilgisinin temin edilmesine yönelik düzenleme
Hatırlanacağı üzere, 13/07/2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 529 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile kurumlar vergisi mükellefleri ile diğer bazı kişilere gerçek faydalanıcı bilgisi bildirimini verme zorunluluğu getirilmişti.
Kanun’un 26’ncı maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Yetki” başlıklı mükerrer 257’nci maddesinin birinci fıkrasına eklenmesi öngörülen 9’uncu bent ile T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na, tüzel kişiler ve tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin gerçek faydalanıcı bilgisinin güncel, tam ve doğru bir şekilde tespit edilebilmesi için gerçek faydalanıcının kapsamını belirlemeye, bu kapsama girenlerin bildirilmesi zorunluluğunu getirmeye, bildirimin içerik, format, standart, verilme süresi ve yöntemini belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya, bildirim verme yükümlülüğünü sektör, mükellef grupları ve mükellefiyet durumları itibarıyla belirlemeye, bu bent kapsamındaki bilgi ve bildirimlerin elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi yükümlülüğü getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yönelik yetki verilmiştir.
Söz konusu düzenleme 05/07/2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
- g) Varlık barışı uygulaması
Hatırlanacağı üzere, en son ki varlık barışı uygulaması 11/11/2020 tarihli ve 7256 sayılı Kanun’un 21’inci maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 93’üncü madde ile yürürlüğe konulmuş ve bu varlık barışı uygulaması kapsamındaki süreler 30/06/2022 tarihi itibariyle sona ermişti.
Bu defa Kanun’un 50’nci maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 15’inci madde ile yeni bir varlık barışı düzenlemesi hayata geçirilmiştir.
Düzenleme, önceki varlık barışı uygulamaları ile benzerlikler gösterse de kademeli vergilendirme uygulaması ve vergi incelemesi gibi önemli farklılar taşımaktadır. Buna göre;
Varlık barışı kapsamına;
– Gerçek veya tüzel kişilerce, yurt dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları,
– Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar
girmektedir.
Yurt dışında bulunan söz konusu varlıklar 31/03/2023 tarihine kadar banka veya aracı kurumlara bildirilecek, Türkiye’de bulunan varlıklar ise yine 31/03/2023 tarihine kadar vergi dairelerine beyan edilecektir.
Varlıklara belli bir tarih itibariyle sahip olma ve bunu ispat etme zorunluluğu bulunmamaktadır. Dolayısıyla, kanunda belirtilen sürelerde varlığın yurda getirilmesi veya kayıtlara alınması, uygulamadan yararlanmak için yeterli olacaktır.
Bunun yanı sıra düzenleme, yurt dışından getirilen varlıklar için getirilme süresini dikkate alarak %1, %2 ve %3 şeklinde üç farklı oranda vergi ödenmesi öngörülmektedir. Yurt içi varlıklar için ise sadece %3 oranında vergi ödenmesi öngörülmüştür
Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen yurtdışı varlıklara ilişkin olarak bildirim sahibinden bildirilen varlıkların değeri üzerinden;
– 30/09/2022 tarihine kadar yapılan bildirimler için %1,
– 01/10/2022 tarihi ile 31/12/2022 tarihi (bu tarih dahil) arasında yapılan bildirimler için %2,
– 31/03/2023 tarihine kadar yapılan bildirimler için ise %3
oranında peşin vergi kesintisi yapacaklar, bahsi geçen kurumlar yaptıkları bu kesintiyi bildirimi izleyen ayın 15’inci günü akşamına kadar sorumlusu sıfatıyla bağlı oldukları vergi dairesine beyan edecek ve aynı sürede ödeyeceklerdir.
Bildirilen varlıkların, Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılan hesaplara transfer edildiği veya yurt dışından getirilerek bu hesaplara yatırıldığı tarihten itibaren en az 1 (bir) yıl süreyle hesaplarda tutulması halinde vergi oranı %0 olarak uygulanacaktır. Bu takdirde, banka ve aracı kurumlar tarafından bildirim esnasında tahsil edilerek vergi dairesine ödenen vergi, bildirim sahibinin ilgili vergi dairesine başvurusu üzerine kendisine iade edilecektir.
Vergi dairelerine beyan edilen yurtiçi varlıkların değeri üzerinden ise %3 (yüzde üç) oranında vergi tarh edilecektir ve bu vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenecektir. Bu vergiler, hiçbir suretle gider yazılamayacak ve başka bir vergiden mahsup edilemeyecektir.
Yurt dışında bulunan varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve 05/07/2022 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 31/03/2023 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilecektir. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmayacaktır.
05/07/2022 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının 05/07/2022 tarihinden önce Türkiye’ye getirilmek suretiyle karşılanmış olması hâlinde, söz konusu avansların en geç 31/3/2023 tarihine kadar defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla varlık barışı hükümlerinden yararlanılabilecektir.
Düzenleme kapsamında bildirilen veya beyan edilen yurt içi ve yurt dışı varlıklar 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükellefler tarafından bildirim veya beyan tarihi itibarıyla kanuni defterlere kaydedilecektir.
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu kapsamda kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı açacaklardır. Bu fon hesabı bildirim veya beyan tarihinden itibaren 2 (iki) yıl geçmedikçe işletmeden çekilemeyecek, sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamayacak, işletmenin tasfiye edilmesi halinde ise vergilendirilmeyecektir.
Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca göstereceklerdir. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmayacak ve bildirim veya beyan tarihinden itibaren iki yıl geçmesi koşuluyla vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilecektir.
Gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayanlar, beyan dışındaki diğer şartlar aranmaksızın varlık barışı düzenlemesinden yararlanabileceklerdir. Bunlar tarafından taşınmaz dışındaki varlıkların en geç beyan tarihi itibarıyla banka veya aracı kurumlara yatırılmak suretiyle tevsik edilmesi zorunludur.
Yurt içi varlık barışı kapsamında beyan edilerek işletme kayıtlarına alınacak taşınmazların işletmeye devrine ilişkin tapuda yapılacak işlemlerden, tapu harcı alınmayacaktır.
Ayrıca bu taşınmazların işletmeye devri 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80’inci maddesi kapsamında, elden çıkarma sayılmayacak ve değer artış kazancı yönünde vergilendirilmeyecektir.
Bildirim konusu yapılarak kanuni defter kayıtlarına intikal ettirilen taşınmazlar hakkında Vergi Usul Kanununda yer alan amortismanlara ilişkin hükümler uygulanmayacaktır.
Kayıtlara alınan bu varlıkların daha sonra elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gelirin veya kurum kazancının tespitinde gider veya indirim olarak kabul edilmeyecektir.
Bildirilen veya beyan edilen varlıklara isabet eden tutarlara ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacaktır.
Bu hükümden yararlanabilmek için;
– Bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren 3 (üç) ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi,
– Bildirilen veya beyan edilen tutarlara ilişkin tarh edilen vergilerin süresinde ödenmesi ve GVK geçici 93 üncü maddede yer alan diğer şartların yerine getirilmesi,
gerekmektedir.
Diğer nedenlerle başlayan vergi incelemeleri ile takdir komisyonu kararları sonucu bulunan matrah farkının varlık barışı kapsamında bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle ortaya çıktığının tespiti ve bildirilen veya beyan edilen varlık tutarının, bulunan matrah farkına eşit ya da fazla olması durumunda matrah farkına ilişkin tarhiyat yapılmayacaktır.
Bulunan matrah farkının, bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle ortaya çıktığının tespitine rağmen söz konusu varlık tutarlarından büyük olması durumunda sadece aradaki fark tutar üzerinden vergi tarhiyatı yapılacaktır.
Vergi incelemesi veya takdir komisyonu kararları sonucunda bildirim veya beyana konu edilen varlıklar dışındaki nedenlerle matrah farkı tespit edilmesi durumunda, varlık barışı kapsamında bildirilen veya beyan edilen tutarlar, bulunan matrah farkından mahsup edilmeksizin tarhiyat yapılacaktır.
Vergi incelemesine başlanılan veya takdir komisyonuna sevk edilen tarihten sonra varlık barışı kapsamında yapılan bildirim ve beyanlar dolayısıyla söz konusu inceleme veya takdir komisyonu kararları sonucunda tarhiyat yapılabilecektir.
Bildirim ve beyan süresi sona erdikten sonra bildirim veya beyanlara ilişkin düzeltme yapılamayacaktır.
Söz konusu düzenleme 05/07/2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
- h) Asgari ücret desteği uygulaması
Kanun’un 64’üncü maddesi ile 5510 sayılı Kanun’a eklenen geçici 88’inci maddeyle, işverenlere, 2022 yılı Temmuz ile Aralık ayları/dönemi için günlük 3,33 TL (aylık 100 TL) asgari ücret desteği verilmesi öngörülmüştür
Buna göre, 4/a kapsamında ve haklarında uzun vadeli sigorta kolları uygulanan sigortalıları çalıştıran işverenlerce;
– 2021 Yılının aynı ayına ilişkin Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde prime esas günlük kazancı 179 Türk lirası ve altında bildirilen sigortalıların toplam prim ödeme gün sayısını geçmemek üzere, 2022 yılında cari aya ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,
– 2022 Yılı içinde ilk defa bu Kanun kapsamına alınan işyerlerinden bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,
2022 yılı Temmuz ilâ Aralık ayları/dönemi için günlük 3,33 Türk lirası ile çarpımı sonucu bulunacak tutar, bu işverenlerin Kuruma ödeyecekleri sigorta primlerinden mahsup edilecek ve bu tutar İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacaktır. Ancak prime esas günlük kazanç tutarı 6356 sayılı Kanun hükümleri uyarınca toplu iş sözleşmesine tabi özel sektör işverenlerine ait işyerleri için 358 Türk lirası olarak esas alınacaktır.
Bu kapsamda destekten yararlanılacak ayda/dönemde, 2021 yılı Ocak ilâ Aralık ayları/döneminde aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile 4/a bendi kapsamında uzun vadeli sigorta kollarından en az sigortalı bildirimi yapılan aydaki/dönemdeki sigortalı sayısının altında bildirimde bulunulması hâlinde bu destekten yararlanılmayacaktır.
Söz konusu düzenleme 05/07/2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
- I) Elektrik motorlu araçlara ÖTV düzenlemesi
Kanun’un 44’üncü maddesi ile sadece elektrik motorlu olan binek otomobiller için özel tüketim vergisi oranlarına ilişkin matrahlar belirlenmiş ve ÖTV oranlarında değişiklik yapılmıştır.
Buna göre, ÖTV Kanununa ekli (II) sayılı listenin 87.03 G.T.İ.P. numarasında yer alan “-Diğerleri; — Sadece elektrik motorlu olanlar” satırı altındaki mallar ve özel tüketim vergisi oranları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
G.T.İ.P. NO | Mal İsmi | Vergi Oranı (%) |
87.03
|
— Sadece elektrik motorlu olanlar
— Motor gücü 160 kW’ı geçmeyenler —- Özel tüketim vergisi matrahı 700.000 TL’yi aşmayanlar —- Diğerleri — Motor gücü 160 kW’ı geçenler —- Özel tüketim vergisi matrahı 750.000 TL’yi aşmayanlar —- Diğerleri |
10 40
50 60 |
Söz konusu düzenleme 05/07/2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Kanun metni ektedir.