Bülten: 2022/47 Yeni (Torba) Kanun Teklifi Hakkında

Yürütme ve yürürlük maddeleri dahil toplam 57 maddeden oluşan ve 28 Haziran 2022 tarihinde TBMM Başkanlığına sunulan “Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile, vergi kanunlarında da bir takım düzenlemeler yapılması öngörülmekte olup, bunlar konu başlıkları  itibariyle aşağıda özetlenmiştir.

  1. a) Defter ve belgelerin zayii olması durumunda dava açabilme süresinin uzatılması öngörülmektedir

Bilindiği üzere, saklamakla yükümlü olunan defter ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle zayii olması durumunda bu durumun öğrenildiği tarihten itibaren 15 gün içinde, durumun mahkeme kararı ile tespiti için dava açabilmektedir.

Teklifinin 48’inci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’unun 82’nci maddesinin yedinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “onbeş” ibaresinin “otuz” şeklinde değiştirilmesi öngörülmektedir. Böylece, tacirlere saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle zayii olması durumunda bu durumu öğrendikleri andan itibaren 30 gün içinde dava açabilmelerine imkan getirilmektedir.

  1. b) Özel usulsüzlük cezalarının artırılması öngörülmektedir

Teklifin 25’inci maddesi ile,

“Özel Usulsüzlükler ve Cezaları a) Fatura ve benzeri evrak verilmemesi ve alınmaması ile diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmaması” başlıklı 353’üncü maddesinin birinci fıkrasının; (1) ve (2) numaralı bentlerinde yer alan “240” ibarelerinin “1.000” şeklinde, “120.000” ibarelerinin “500.000” şeklinde, “12.000” ibaresinin “50.000” şeklinde değiştirilmesi öngörülmektedir.

Teklifin bu şekilde yasalaşması durumunda yayım/yürürlük tarihinden geçerli olmak üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanun’unun 353’üncü maddesinde yer alan özel usulsüzlük cezaları aşağıdaki gibi olacaktır;

  1. Elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekenler de dâhil olmak üzere, verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması, düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi, bu belgelerin elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken Maliye Bakanlığınca belirlenen zorunlu haller hariç olmak üzere kâğıt olarak düzenlenmesi ya da bu Kanunun 227, 231 ve 234 üncü maddelerine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için 1.000 Türk lirasından aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilmektedir.

Bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak tespit olunan yukarıda yazılı özel usulsüzlükler için kesilecek cezanın toplamı 500.000  Türk lirasını geçemez.

  1. Elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekenler de dâhil olmak üzere, perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihazla verilen fiş, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesi ile Maliye Bakanlığınca düzenlenme zorunluluğu getirilen belgelerin; düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, bulundurulmadığının, düzenlenen belgelerin aslı ile örneğinde farklı meblağlara yer verildiğinin, gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin veya elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken Maliye Bakanlığınca belirlenen zorunlu haller hariç olmak üzere kâğıt olarak düzenlendiğinin tespiti ya da bu belgelerin bu Kanunun 227 nci maddesine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde, her bir belge için 1.000 Türk lirası özel usulsüzlük cezası kesilir.

Ancak, her bir belge nevine ilişkin olarak kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı her bir tespit için  50.000 Türk lirasını, bir takvim yılı içinde ise  500.000 Türk lirasını geçemez.

Ayrıca, yine bu Kanun Teklifinin 26’ncı maddesi ile elektronik ticarette vergi güvenliğini sağlamak amacıyla, bilgi ve bildirimlerin elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi yükümlülüğünü yerine getirmeyen/uygulamayan mükelleflere uygulanacak özel usulsüzlük cezalarının artırılması öngörülmektedir.

Buna göre, Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (7) ve (9) numaralı  bentlerinde yer alan;

  1. Elektronik ticarette vergi güvenliğini sağlamak amacıyla elektronik ortamda ticari faaliyette bulunan gerçek ya da tüzel kişi hizmet sağlayıcılara ve/veya başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ve tüzel kişi aracı hizmet sağlayıcılara ticari faaliyetlerine ilişkin bildirim verme yükümlülüğü getirmeye, bildirimin içerik, format, standart, verilme süresi ve yöntemini belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya, bildirim verme yükümlülüğünü iş hacmi, sektör, mükellef grupları, alış-satış tutarı, alım satıma konu mal ve hizmet türleri itibarıyla belirlemeye, başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına ilişkin bildirime konu bilgilerin aracı hizmet sağlayıcıları tarafından alınması zorunluluğunu getirmeye, bu bent kapsamındaki bilgi ve bildirimlerin elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi yükümlülüğü getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye,

(Kanun teklifinin 24’üncü maddesi ile aşağıdaki bendin eklenmesi öngörülmekte)

  1. Tüzel kişiler ve tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin gerçek faydalanıcı bilgisinin güncel, tam ve doğru bir şekilde tespit edilebilmesi için gerçek faydalanıcının kapsamını belirlemeye, bu kapsama girenlerin bildirilmesi zorunluluğunu getirmeye, bildirimin içerik, format, standart, verilme süresi ve yöntemini belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya, bildirim verme yükümlülüğünü sektör, mükellef grupları ve mükellefiyet durumları itibarıyla belirlemeye, bu bent kapsamındaki bilgi ve bildirimlerin elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi yükümlülüğü getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye,”

zorunluluklara uymayanlar hakkında söz konusu Kanunun mükerrer 355 inci maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alanlara (1) numaralı bentte yer alan tutarın 5 katı, (2) numaralı bendinde yer alanlara (2) numaralı bentte yer alan tutarın 5 katı, (3) numaralı bendinde yer alanlara (3) numaralı bentte yer alan tutarın 2 katı özel usulsüzlük cezası kesilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca, bu Kanunla mükerrer 257 nci maddeye (9) numaralı bent olarak getirilen gerçek faydalanıcı bildirim ve muhafaza zorunluluğunu yerine getirmeyenlere, mükerrer 355’inci maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan cezanın 3 kat artırımlı uygulanması ön görülmektedir.

  1. c) Nakit sermaye artışı indiriminin 5 yılla sınırlandırılması öngörülmektedir

Hatırlanacağı üzere 07.04.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6637 Sayılı Kanun’un 8 inci maddesiyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10’uncu maddesinin birinci fıkrasına (ı) bendi eklenerek, sermaye şirketlerinin nakit sermaye artırımlarına teşvik getirilmişti. Belirtilen düzenlemenin en önemli avantajlarından biri ise şirketler indirim hakkını sadece nakdi sermaye artışının yapıldığı yıl için değil her yıl için kullanabilecek olmaları ve matrahın yetersiz olması nedeniyle indirilemeyen tutarların sonraki dönemlere devredilebilmesiydi.

Teklifinin 43’üncü maddesi ile söz konusu 10/(ı) bendinin üçüncü paragrafında yapılması öngörülen değişiklikle, indirim düzenlemesindeki süresiz yararlanma hakkı, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap dönemi ile bu dönemi izleyen dört hesap dönemi dikkate alınarak sınırlandırılmaktadır. Diğer taraftan, bu süre zarfında, kazanılan indirim tutarlarından, kazancın yetersizliği nedeniyle ilgili dönemlerde indirim konusu yapılamayan tutarlar, beş yıllık süre dolduktan sonra da indirime konu edilebilecek olup bu kapsamda bir sınırlamaya gidilmemektedir.

Ayrıca yine Teklifin 44’üncü maddesi ile yapılan bu değişiklik hükmünün, değişiklik öncesinde yapılan nakit sermaye artışları için de 5 hesap dönemi için uygulanacağı düzenlenmektedir. Buna göre, önceki dönemlerde artırım yapmış ve indirimden faydalanmış olan mükellefler, geçmiş dönemlerde indirimden faydalandıkları dönem sayısına bakılmaksızın 2022 dönemi dahil 5 hesap dönemi daha indirimden faydalanabileceklerdir.

  1. d) 7394 sayılı Kanunla yapılan bazı düzenlemelerin yürürlüğünün netleştirilmesi

Hatırlanacağı üzere, 15.04.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7394 Sayılı Kanun’un 25’inci maddesi ile 5520 sayılı Kanunun “Kurumlar vergisi ve geçici vergi oranı” başlıklı 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklikle; bankalar, finansal kiralama, faktoring, finansman ve tasarruf finansman şirketleri, elektronik ödeme ve para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketlerinin kurum kazançları üzerinden kurumlar vergisi oranının %25 olarak uygulanması hükme bağlanmıştır.

Ayrıca aynı Kanunun 26’ncı maddesi ile söz konusu %25’lik oranın 01/07/2022 tarihinden itibaren verilmesi gereken beyannamelerden başlamak ve 01/01/2022 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemine ait kurum kazançları için geçerli olmak üzere 2022 takvim yılında da uygulanabilmesi hüküm altına alınmıştır.

7394 Sayılı Kanun’un 22’nci maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (4) numaralı alt bendinde yapılan değişiklikle, münhasıran altyapı yatırım ve hizmetlerinden oluşan portföyü işletecek gayrimenkul yatırım ortaklıkları gibi esas faaliyet konusu gayrimenkullerle ilgili portföy işletmeciliği olmayan gayrimenkul yatırım ortaklıklarının istisna kapsamında olmadığı hususuna açıklık getirilmiştir.

Bahsi geçen Kanun’un 39’uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde ise yukarıda yer verilen düzenlemelerin 2023 yılı vergilendirme dönemi kurum kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır.

Bu defa Kanun Teklifinin 50’nci maddesi ile 7394 sayılı Kanunun 39’uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan;

– “2023 yılı vergilendirme dönemi kurum kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde,” ibaresinin

– “2023 yılı ve izleyen vergilendirme dönemlerine ait kurum kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde,”

şeklinde değiştirilmesi öngörülmektedir.  Böylece yukarıda yer verilen düzenlemelerin 2023 yılıyla sınırlı olmadığı hususu netlik kazanmış olacaktır.

  1. e) Kefalet senetlerinin teminat olarak kabul edilebilmesi öngörülmektedir

Teklifin 22’nci maddesi ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun “Teminat ve değerlenmesi” başlıklı 10’uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yapılması öngörülen değişiklikle, sigorta şirketleri tarafından kefalet sigortası kapsamında düzenlenen kefalet senetlerinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uygulamalarında teminat olarak kabul edilebilmesi düzenlenmektedir.

Ayrıca Teklifin 23’üncü maddesi ile 6183 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesinde yapılan değişikliğe uygun olarak menkul mal satışlarına iştirak edeceklerin vermeleri gereken teminatın türüne yönelik hükümlerin düzenlendiği “Satış şekli, artırma ve ilan” başlıklı 85’inci maddede de değişiklik yapılması öngörülmekte ve para yerine teminat mektubu alınabilmesi hükmü revize edilerek Türkiye’de yerleşik sigorta şirketleri tarafından kefalet sigortası kapsamında düzenlenen kefalet senetlerinin de teminat olarak alınabilmesine imkân sağlanmaktadır.

  1. f) Gerçek faydalanıcı bilgisinin temin edilmesine yönelik düzenleme

Hatırlanacağı üzere, 13/07/2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 529 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile kurumlar vergisi mükellefleri ile diğer bazı kişilere gerçek faydalanıcı bilgisi bildirimini verme zorunluluğu getirilmişti.

Kanun Teklifin 24’üncü maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Yetki” başlıklı mükerrer 257’nci maddesinin birinci fıkrasına eklenmesi öngörülen 9’uncu bent ile T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na, tüzel kişiler ve tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin gerçek faydalanıcı bilgisinin güncel, tam ve doğru bir şekilde tespit edilebilmesi için gerçek faydalanıcının kapsamını belirlemeye, bu kapsama girenlerin bildirilmesi zorunluluğunu getirmeye, bildirimin içerik, format, standart, verilme süresi ve yöntemini belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya, bildirim verme yükümlülüğünü sektör, mükellef grupları ve mükellefiyet durumları itibarıyla belirlemeye, bu bent kapsamındaki bilgi ve bildirimlerin elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi yükümlülüğü getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yönelik yetki verilmesi öngörülmektedir.

Söz konusu Kanun Teklifi ektedir.

Bülten 2022- 47 Eki Teklif

Share: