Bilindiği üzere, 213 sayılı VUK’nun 13’üncü maddesinde mücbir sebep halleri sayılmış, 15’inci maddesinin üçüncü fıkrasında ise Hazine ve Maliye Bakanlığının, mücbir sebep sayılan haller nedeniyle bölge, il, ilçe, mahal veya afete maruz kalanlar itibarıyla mücbir sebep hali ilan etmeye ve bu sürede vergi ödevlerinden yerine getirilemeyecek olanları tespit etmeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
Kanunun 111’inci maddesinde ise Hazine ve Maliye Bakanlığının, mücbir sebep hali ilan edilen yerlerdeki mükelleflerin, anılan Kanun kapsamında olup ödeme süresi afet tarihinden sonraya rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizleri ile anılan Kanunun 15’inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca verecekleri beyannamelere istinaden tahakkuk ettirilen vergilerin ödeme sürelerini, vadelerinin bitim tarihinden itibaren azami bir yıl süreyle uzatmaya yetkili olduğu hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan Koronavirüs (COVID-19) salgınına ilişkin olarak İçişleri Bakanlığınca alınan tedbirler kapsamında, bazı sektörlerde faaliyette bulunan mükelleflerin faaliyetlerine geçici süreliğine yada tamamen ara verilmesine/faaliyetlerinin tamamen durdurulmasına karar verilmiştir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, Kanun’un verdiği yetkiye istinaden, ana faaliyet alanı itibarıyla İçişleri Bakanlığınca alınan tedbirler kapsamında geçici süreliğine faaliyetlerine tamamen ara verilmesine/faaliyetlerinin tamamen durdurulmasına karar verilen işyerlerinin bulunduğu sektörlerde faaliyette bulunan mükelleflerin 1/12/2020 tarihi (bu tarih dâhil) ila alınan karar kapsamında faaliyetlerine tekrar başlamaları uygun görülen tarih aralığında mücbir sebep halinde olduğunun kabul edilmesi uygun bulmuştur.
Buna göre mükelleflerin mücbir sebep kapsamına alınıp alınmayacağının belirlenmesine ilişkin ana faaliyet alanlarının tespit edilmesinde vergi dairesi kayıtlarındaki ana faaliyet kodu dikkate alınacak olup, mükellefin vergi dairesi kayıtlarındaki ana faaliyet kodu itibarıyla birinci sayılan sektörler arasında bulunmamasına rağmen ana faaliyet alanı olarak bu sektörlerden herhangi birisinde fiilen iştigal ettiğini ispat ve tevsik etmesi halinde ise, mükellefin mücbir sebep kapsamında olup olmadığının tespitinde ana faaliyet kodu yerine fiilen iştigal edilen ana faaliyet alanı dikkate alınacaktır.
Bu şekilde yapılacak tespit sonucunda, mücbir sebep halinde olduğu kabul edilen mükelleflerle ilgili olarak; kanuni verilme süresi mücbir sebep dönemine isabet eden ve bu dönemde verilmesi gereken Muhtasar Beyannameler (Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannameleri dâhil) ve Katma Değer Vergisi Beyannameleri ile “FormBa-Bs” bildirimlerinin verilme ve söz konusu dönem içerisinde oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken “Elektronik Defter Beratları” ile e-Defterler ve bunlara ilişkin berat dosyalarının ikincil kopyalarının yüklenme sürelerinin mücbir sebep halinin sona ereceği tarihi izleyen ayın 26’ncı günü sonuna kadar ve bu beyannamelere istinaden tahakkuk eden vergilerin ödeme sürelerinin beyanname verme süresi uzatılan ilk dönemden başlamak üzere beyannamenin verilmesi gerektiği ayı izleyen aydan itibaren sırasıyla her bir dönem için takip eden ilgili ayın sonuna kadar uzatılması uygun bulunmuştur.
Mücbir sebep halinin sona erdiği tarih itibarıyla beyanname/bildirim verme süresinin son gününe 26 günden az süre kalması halinde, beyanname/bildirim verme süresinin son günü olarak, mücbir sebep halinin sona erdiği tarihinin içinde bulunduğu döneme ilişkin Katma Değer Vergisi Beyannamelerinin verileceği son gün dikkate alınacaktır.
Örneğin: Gelir vergisi ve katma değer vergisi yönünden mükellefiyeti bulunan Bay (A), İçişleri Bakanlığınca alınan tedbirler kapsamında geçici süreliğine faaliyetine tamamen ara verilmesi nedeniyle bu Tebliğ uyarınca mücbir sebep halindedir. Alınan karar uyarınca Bay (A)’nın faaliyetine 5/3/2021 tarihinde tekrar başlamasının uygun görülmesi durumunda, beyan ve ödeme süreleri aşağıdaki gibi olacaktır.Bay (A)’nın mücbir sebep hali 1/12/2020 tarihinde başlayıp 4/3/2021 tarihinde sona ereceğinden; 2020/Kasım, 2020/Aralık, 2021/Ocak ve 2021/Şubat dönemleri KDV beyannameleri ile aynı dönemlere ilişkin “Form Ba-Bs” bildirimleri 26/4/2021 günü sonuna kadar verilecektir.Söz konusu tarihe kadar verilen katma değer vergisi beyannamelerine istinaden tahakkuk eden vergilerin vadesi; 2020/Kasım dönemi için 31/5/2021, 2020/Aralık dönemi için 30/6/2021, 2021/Ocak dönemi için 2/8/2021, 2021/Şubat dönemi için ise 31/8/2021 olacaktır.
Diğer taraftan Sosyal güvenlik mevzuatı gereğince sigortalıların mücbir sebep dönemine ilişkin prime esas kazanç ve hizmet bilgilerinin Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi ile bildirilmesinin zorunlu olması durumunda mücbir sebep, bu beyannamelerin vergi kesintilerine ilişkin kısmının beyan ve ödeme sürelerinin ertelenmesi için geçerli olacaktır.
Yukarıda da değinildiği üzere, 5/1/2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 524 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile Koronavirüs (COVID-19) salgınıyla mücadele kapsamında İçişleri Bakanlığınca alınan tedbirler uyarınca, geçici süreliğine faaliyetlerine tamamen ara verilmesine/faaliyetlerinin tamamen durdurulmasına karar verilen işyerlerinin bulunduğu sektörlerde faaliyette bulunan mükelleflerin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mücbir sebep hükümlerinden faydalandırılması ve mücbir sebep dönemine ilişkin olarak belirlenen vergisel yükümlülüklerinin ertelenmesine yönelik düzenlemeler yapılmış olmasına rağmen Bakanlık, web sitesinde konuya ilişkin yaptığı duyuruda (https://www.gib.gov.tr/koronavirus-salgini-ile-mucadele-kapsaminda-gecici-sureligine-faaliyetlerine-tamamen-ara-verilmesine) İçişleri Bakanlığının aldığı tedbirler kapsamında, geçici süreliğine faaliyetlerine tamamen ara verilmesine/faaliyetlerinin tamamen durdurulmasına karar verilen sinema salonu, kahvehane, kıraathane, kır bahçesi, internet kafe/salonu, elektronik oyun salonu, bilardo salonu, lokal, çay bahçesi, halı saha, yüzme havuzu, hamam, sauna, masaj salonu ve lunapark gibi faaliyetlere yönelik sektörlerde faaliyet gösteren mükelleflerin mücbir sebep halinde olduğunun kabul edildiği yönündeki açıklaması ile, sektörleri tek tek saymak suretiyle konuya açıklık getirmiştir.