Kanunsuz vergi olmaz sözüne dayanak teşkil eden “verginin kanuniliği ilkesi”, Anayasamızın 73. maddesin 3. fıkrasında yer alan “vergi, resim, harç ve benzeri yükümlülükler kanunla konulur, kaldırılır ve değiştirilir.” hükmü ile anayasal zemine oturtulmuştur.
Böylece seçilmiş ve/veya atanmış yöneticilerin keyfi yahut yeterli alt yapı çalışması yapmadan hatalı kararlar almasının ve bu suretle vergi tekniğinden uzak, haksız ve orantısız salınan vergiler yoluyla vatandaşların mülkiyet hakkını ihlal etmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
O sebeple yeni bir vergi kanunu çıkarma hak ve yetkisi TBMM’ye ait olup, yeni bir vergi konulması yahut mevcut verginin kaldırılması ancak TBMM’den yasa çıkarmakla mümkündür.
Bunun bir istisnası ise Anayasamızın yine 73. maddenin son fıkrasında, yer alan “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” düzenlemesidir.
Özellikle vergi yasası çıkarmanın son derece zor ve zaman isteyen bir süreç olduğu dikkate alındığında, bu yetki sayesinde yürütme organına, kendisine duyulan güveni de istismar etmeksizin, sadece gereksinim duyulduğunda ekonomiye hızlı şekilde müdahale etme imkanı tanınmıştır.
Buna uygun şekilde çıkarılan 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’un 28’inci maddesine göre (genel) KDV oranı %10 olup Bakanlar Kurulu’na bu oranı;
– 4 katına kadar artırma,
– %1’e kadar indirme,
– bu sınırlar dahilinde (%1 ila %40 oranları dahil bu oran aralıklarında) muhtelif mal ve hizmetler için farklı oranlar tesbit etme,
– bazı malların toptan ve perakende safhası için farklı oranlar belirleme,
yetkisi verilmiştir.
Bakanlar Kurulu bu yetki çerçevesinde, çıkarmış olduğu çok sayıda Kararname ile bugüne kadar %1 ila % 40 arasında olmak üzere onaltı farklı KDV oran uygulatmıştır.
Son durum itibariyle; Bakanlar Kuruluna verilen yetkiye dayanılarak mal ve hizmetlere uygulanan KDV oranlarını belirleyen 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1’inci maddesiyle mal teslimleri ile hizmet ifalarına uygulanacak KDV oranları, söz konusu Kararnameye;
– Ekli listelerde yer alanlar hariç olmak üzere, vergiye tabi işlemler için (% 18),
– Ekli (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için (% 1),
– Ekli (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için (% 8),
olarak tespit edilmiştir.
Bu defa 22 Mart 2019 tarihli ve 30722 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar (Karar Sayısı: 845)” ile 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli (I) sayılı listenin 9’uncu sırasının sonunda yer alan parantez içi ifadenin sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“İkinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden mükelleflerde bu Kararın birinci maddesinin (a) bendinde belirtilen vergi oranı uygulanarak satın alınan araçların tesliminde, bu araçların alımında uygulanan katma değer vergisi oranı uygulanır.”
Bu değişiklik sonrasında %1 Oranında KDV’ye tabi mal ve hizmetlerin yer aldığı I Sayılı Listenin 9’uncu sırası aşağıdaki gibi olmuştur;
“Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 8701.90.50.00.00 Kullanılmış olanlar ile 87.03 pozisyonundaki binek otomobilleri ve esas itibariyle insan taşımak üzere imal edilmiş diğer motorlu taşıtlar (87.02 pozisyonuna girenler hariç) (steyşın vagonlar ve yarış arabaları dahil). [(Yalnız binek otomobilleri, steyşın vagonlar, yarış arabaları, arazi taşıtları, jipler, vb., motorlu karavanlar, elektrik, gaz, güneş enerjili vb. motorlu taşıtlar, “8703.10.11.00.00 özellikle kar üzerinde hareket etmek için dizayn edilmiş sıkıştırma ateşlemeli içten yanmalı pistonlu motorlu olanlar (dizel veya yarı dizel) veya kıvılcım ateşlemeli içten yanmalı pistonlu motorlu taşıtlar”, “8703.10.18.00.00 diğerleri”][Ambulanslar, mahkum taşımaya mahsus arabalar, para arabaları, cenaze arabaları, itfaiye öncü arabaları gibi özel amaçla yapılmış motorlu taşıtlar hariç.] (Katma Değer Vergisi Kanununun 30/b maddesine göre binek otomobillerinin alımında yüklenilen katma değer vergisini indirim hakkı bulunan mükelleflerin, bu araçları tesliminde bu Kararın 1 inci maddesinin (a) bendinde öngörülen vergi oranı uygulanır.{845 sayılı Karar ile eklenen ibare} İkinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce bu Kararın birinci maddesinin (a) bendinde belirtilen vergi oranı uygulanarak satın alınan araçların tesliminde, bu araçların alımında uygulanan katma değer vergisi oranı uygulanır.),
Yapılan bu değişiklik ile, ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce %18 oranında KDV uygulanarak satın alınan araçların tesliminde de %18 oranında KDV uygulanmasına imkan tanınmıştır.
Nitekim öncesinde, alıcı ve satıcının gerçek usulde gelir vergisi mükellefi ve KDV mükellefi olup olmaması, alıcının satış bedeli içerisinde yer alan KDV’yi indirim hakkının olup olmaması gibi ihtimallere göre aynı tür binek oto üzerinden duruma göre %1 veya %18 oranında KDV uygulanması söz konusu olabilmekte, diğer bir ifadeyle aynı aracın satın alındığı – satıldığı kişiye göre satış fiyatında, uygulanan vergi oranından kaynaklanan farklılık oluşmaktaydı.
2018 Yılında yine İkinci El Oto Alımı ile iştigal eden mükelleflerin rahatlatılması, kayıt dışılığın önlenmesi amacıyla KDV mevzuatında iyileştirmeler yapılmış, bu amaçla Katma Değer Vergisi Kanunu’nda değişiklik yapan 7104 sayılı Kanun ile ikinci el araç ya da gayrimenkul alıp satanlara yönelik olmakla birlikte bunlardan alım yapanların da daha az vergi ödeyecekleri ilave düzenlemeler yapılmış; ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, katma değer vergisi mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dahil) alınarak vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde matrah olarak alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutarın esas alınmasına imkan tanınmıştı.
Böylelikle ikinci el araç alıp satanların satış bedeli üzerinden değil, satış- alış bedeli arasındaki fark üzerinden KDV hesaplamalarına imkan tanınmıştı.