İşletmenin ortaklarından aldığı borçlar için oluşan kur farkları gider yazılamaz!

Ticari hayatın olağan akışı içerisinde şirket ile ortaklar yahut ilişkili kişiler arasında karşılıksız nakit hareketlerinin, avans yahut cari hesap bakiyelerinin olması kaçınılmazdır. Bu ilişki tek yönlü olabileceği gibi çift yönlü de olabilmektedir. Örneğin işletme ortağına borç verebileceği yahut ortak işletmeden nakit çekebileceği gibi işletme ortağından borç alabilir ya da ortağı işletmeye sermaye haricinde likit ihtiyacı yahut finansman sıkıntısı sebebiyle işletmeye nakit koyabilir, borç verebilir.

Normal şartlarda finans sıkıntısı çeken yahut likit ihtiyacı doğan işletme, bankalardan temin ettiği finansman hizmeti karşılığında ödediği faiz vb giderleri kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alabilir. Ancak bunun yerine ortaklardan nakit alması yahut kredi temin etmesi de mümkün olabilmektedir. Böyle durumlarda da vergi güvenlik müesseseleri devreye girmekte ve kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşması durumunda bu durum örtülü sermaye olarak kabul edilmekte ve aşan kısmı için ödenen ve hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderler kurum kazancının tespitinde indirim olarak kabul edilmemektedir.

Buna ilaveten öz sermayesi yeterli olduğu halde, nakit ihtiyacı yahut finansman sıkıntısı olmadığı halde işletmenin ortaklarından aldığı borçlar için oluşan kur farkları da gider yazılamayacaktır.

Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın bu konu hakkında verdiği 08.10.2018 tarih ve 16700543-125[17-515-80]-57752 sayılı özelge aşağıdaki gibidir;

“………………..

Buna göre,

– Şirketiniz tarafından ortağınızdan alınmış borçların örtülü sermaye olarak değerlendirilmesi halinde bu borçlarla ilgili olarak örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderlerin, Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre gider olarak yazılması mümkün bulunmamakla birlikte, örtülü sermaye kabul edilen borçlanmalarda oluşacak kur farkı gelirlerinin de söz konusu borcun örtülü sermaye olarak kabul edilmesinin bir sonucu olarak, vergiye tabi kurum kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınması söz konusu olmayacaktır.

– Şirketinize kullandırılan borçların örtülü sermaye olarak değerlendirilmesi durumunda örtülü sermaye üzerinden kur farkı hariç, faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının uygulanmasında gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kar payı olarak değerlendirilecektir.

– Şirketinizin gerçek kişi ortağından borçlandığı paralarla ilgili olarak herhangi bir faiz ödemesi durumunda, gerçek kişi ortağa ödenecek faiz bedelinin emsallere uygun olması gerekmektedir. Emsallere uygun faiz bedelinin tespitinde Kanunun 13’üncü madde hükmü ve 1 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğinde açıklanan yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanının kullanılacağı tabiidir.

Öte yandan, Şirketinizin nakit ihtiyacı olmadığı halde gerçek kişi ortağınızdan alınan paralara ilişkin ortaya çıkan kur farklarının, ticari kazancınızın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgisi olmadığından, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.”

Share: