Ödeme Emri Tebliğine Karşı Yapılabilecek İşlemler

Bilindiği üzere (İl Özel İdareleri ve Belediyeler dahil) Devlete ait olan her türlü vergi, resim, harç ve cezalar ile bunlara ilişkin zam ve faizler 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edilir.

Her ne sebeple olursa olsun takibe maruz kalmış (gerçek veya tüzel kişi) mükelleflerin takip dolayısıyla usulüne uygun şekilde yapılmış tebliğat sonrasında, kullanabilecekleri yasal haklarının yanı sıra (takip haksız yere başlatılmış dahi olsa) bir takım sorumluluk ve yükümlülükleri de başlamış olmaktadır.

O sebeple ödeme emrine muhatap olunması durumunda bilinçli hareket edilmesi, konuya duyarlılık gösterilmesi, alanında uzman kişi veya kurumlardan mali danışmanlık alınması muhtemel haksız takipten doğan mali kayıpların önüne geçecektir. Nitekim “Yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder” misali alanında uzman olmayan kişilerden alınacak yardımlar da maldan eder.

Bu kapsamda, ödeme emri ve ödeme emrine maruz kalınması durumunda yapılacak iş ve işlemler ile ilgili özet bilgilere aşağıda yer verilmiştir.

Ödeme emri, 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre vadesinde ödenmeyen kamu alacakları için kamu borcunu vadesinde ödemeyenler adına vergi dairesince düzenlenen ve borçlulara, borçlarını ödemeleri veya bu borçlarla ilgili mal bildiriminde bulunmaları konusunda yapılan bir bildirimdir.

Ödeme emrinin düzenlenmesi ile vergi dairesi, aynı zamanda kamu alacağının tahsili için cebri tahsilat işlemlerine de başlamış olur.

Asıl borçlulardan tahsilat yapılamaması veya tahsilat yapılamayacağının anlaşılması halinde; kanuni temsilci, limited şirket ortağı, yabancı şahıs veya kurumların mümessilleri gibi yasa gereği borçtan sorumlu olanlara da ödeme emri tebliğ edilerek borcun ödenmesi veya mal bildiriminde bulunması istenilir.

Ödeme emrinde; borcun asıl ve ferilerinin (gecikme faizi gibi) türü ve tutarı, borcun nereye ödeneceği, süresinde ödenmeyen borcun vergi dairesince cebren tahsil edileceği, süresinde ödenmeyen borç ile ilgili mal bildiriminde bulunulması gerektiği, borçlunun mal bildiriminde bulunmadığı takdirde üç ayı geçmemek üzere hapis ile cezalandırılacağı, gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunduğu takdirde hapis ile cezalandırılacağı, ödeme emrine karşı hangi mahkemede dava açılabileceği, borçlu hacze kabil malı olmadığı yolunda bir bildirim yapacak ise; en son kanuni ikametgah ve işyeri adreslerini, var ise kayıtlı olduğu diğer vergi dairelerini ve kamu idarelerini ve bu idarelerdeki kayıt ve hesap numaralarını, nüfus kayıt örneğini bildirmek zorunda olduğu, geçerli bir nedeni olmadan bu bildirimleri yapmayan kişilerin elli güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı hususları yer alır.

Ödeme emrinde yer alan amme alacağının, süresinde ödenmeyen kısmı için vadesinin bitim tarihinden ödendiği tarihe kadar geçen tam aylar için %2,5 oranında gecikme zammı hesaplanır. Ay kesirleri için ise gecikme zammı günlük olarak hesaplanır.

Ödeme emrine maruz kalınması durumunda yapılacak işlemlerden bir tanesi, ödeme emrinde yer alan amme alacağının ödenmesidir.

Ödemeler, Gelir İdaresi Başkanlığına ait (www.gib.gov.tr) internet sitesi (İnteraktif Vergi Dairesi ve GİB Mobil Uygulaması) üzerinden;

– Anlaşmalı bankaların kredi kartları ile,

– Anlaşmalı bankaların banka kartları veya banka hesabından,

– Yabancı ülkede faaliyet gösteren bankaların; kredi kartları, banka kartları ve diğer ödeme yöntemleri ile,

Yahut;

– Anlaşmalı bankaların şubelerinden,

– Anlaşmalı bankaların internet bankacılığı, telefon bankacılığı, mobil bankacılık gibi alternatif ödeme kanallarından,

– PTT işyerlerinden,

– Ve tüm vergi dairelerinden,

yapılabilmektedir.

Ödeme durumunda; ödeme emri içeriği kamu borcunun/alacağının türü, içeriği vb hususlarda alacaklı kamu idaresi ile borçlu mükellef arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, ödeme emri içeriği borcun mükellef tarafından kabul edildiği zımnen kabul edilmiş olunur.

Ödeme emri tebliği karşısında yapılabilecek bir diğer işlem mal bildiriminde bulunmaktır. Mal bildirimi; amme borçlusunun, amme alacağını karşılayacak miktarda, gerek kendi elindeki gerekse üçüncü şahıslar elindeki menkul ve gayrimenkul malları ile alacak ve haklarının türünü, içeriğini ve miktarını veya malı olmadığını ve yaşayış tarzına göre geçim kaynakları ile buna nazaran borcunu ne şekilde ödeyebileceğini vergi dairesine yazılı veya sözlü olarak beyan etmesidir. Borçlunun, “haczedilebilecek malım yoktur” şeklindeki yazılı beyanı da mal bildirimi hükmündedir.

Mal bildiriminde, borçlunun kendisinde veya borçluya ait olup da üçüncü şahıslar elinde bulunan mal, alacak ve haklarının yer alması gerekmekte olup yapılan mal bildiriminin borçlunun borcuna yetecek tutarda olması gerekmektedir. Borçlu, bildirimde bulunduğu mallarının çeşidini, içeriğini, türünü, değerini belirtmelidir. Borçlu, her türlü gelirlerini veya haczedilebilecek malının olmadığını ve yaşayış tarzına göre geçim kaynaklarını da ayrıca mal bildiriminde belirtmelidir. Borçlu, mal bildiriminde borcunu ne şekilde ödeyebileceğini belirtmelidir. Mal bildirimi yazılı veya sözlü olarak vergi dairesine yapılmalıdır.

Kendisine ödeme emri tebliğ edilen ve malı olmadığı yolunda bildirimde bulunan kamu borçlusu, bu bildirim ile birlikte veya bildirimin tarihinden itibaren 15 gün içinde;

– En son kanuni ikametgah ve iş adreslerini bildirmek,

– Varsa devamlı mükellefiyetleri bulunan diğer vergi dairelerini ve kamu idarelerini ve bu idarelerdeki hesap ve kayıt numaralarını bildirmek,

– Nüfus kayıt örneğini vermek,

zorundadır.

Bu zorunluluğu geçerli bir sebebi olmadan zamanında yerine getirmeyenler ise elli güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar.

Borçlunun ödeme emrinde yer alan borcu karşılayacak tutarda mal bildiriminde bulunması yeterli olup, borçlu mal bildiriminde bulunur gibi  tüm mal varlığını bildirmek yahut borcundan fazla tutarda mal bildiriminde bulunmak zorunda değildir.

Diğer taraftan mal bildirimi gerçeğe uygun olmak zorunda olup, gerçeğe aykırı surette mal bildirimi yapanlar yahut yaşayış tarzları mal bildirimine uymayanlar hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis cezası uygulanır.

Kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu, tebliğ tarihinden itibaren en geç 15. gün  içerisinde borcunu ödemez ve mal bildiriminde de bulunmazsa mal bildiriminde bulununcaya kadar bir defaya mahsus olmak ve üç ayı geçmemek üzere hapis cezasıyla tazyik olunur. Ödeme emrine karşı dava açılması durumunda bu 15 günlük süre, ret kararının tebliği tarihinden itibaren başlar.

Hapsen tazyik kararı, tahsil dairesinin talebi üzerine icra mahkemesi tarafından verilir ve Cumhuriyet Savcılığınca derhal infaz olunur. Borçlu mal bildiriminde bulunduğu anda hapsen tazyik kararı alınmış olsa dahi infaz edilemez ve borçlu hapsedilmişse derhal tahliye edilir.

Malı olmadığını beyan eden yahut borca yetecek kadar mal göstermemiş olan borçlu, sonradan edindiği malları ve gelirindeki artmaları, edinme ve artma tarihinden başlayarak 15 gün içinde vergi dairesine bildirmeye mecburdur.

Sonradan edinilen mallarını ve malvarlığındaki artışlarını belirtilen süre içinde bildirmeyerek kamu alacağının tahsiline engel olan veya tahsilini zorlaştıran borçlu, bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

Borçlunun, mal bildiriminde gösterdiği veya vergi dairesince tespit edilen malları ile borçluya ait olup da üçüncü şahıslarda bulunan mallardan borcuna yetecek miktarı vergi dairesince haciz olunur. Yapılan takibat sonunda borçlu borcunu rızaen ödemediği takdirde, vergi dairesince haciz olunan mallar satışa çıkarılarak kamu alacağı tahsil edilir.

Amme alacağının tahsili için hakkında takip muamelelerine başlanan borçlu, kısmen veya tamamen tahsile engel olmak veya tahsili zorlaştırmak maksadıyla mallarından bir kısmını veya tamamını;

– Mülkünden çıkararak, telef ederek yahut değerden düşürerek gerçek surette,

– Gizleyerek, kaçırarak muvazaa yolu ile başkasının uhdesine geçirerek veya aslı olmayan borçlar ikrar ederek yahut alındılar vererek gerçeğe aykırı surette,

varlığını yok eder veya azaltır ve geri kalan mallar borcu karşılamaya yetmezse altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Ödeme emri tebliğine karşı yapılabilecek bir diğer işlem dava açmaktır.

Kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu;

– Böyle bir borcunun olmadığını,

– Borcunu kısmen ödediğini,

– Borcunun zamanaşımına uğradığını,

iddia ederek tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ödeme emrine karşı vergi mahkemesinde dava açabilir.

Ödeme emrinde yer alan borcun bir kısmına dava açılabilir. Ancak dava dilekçesinde dava açılacak kısmın türü ve tutarının açıkça gösterilmesi gerekir. Aksi halde dava açılmamış sayılır.

Dava açılması durumunda, davayı gören mahkeme tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilmediği sürece borçlu hakkındaki takip işlemleri devam eder.

Açmış olduğu davada tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, haksız çıkılan borç tutarı kadar olan kamu alacağı % 10 zamla tahsil edilir.

Borcun tamamına veya bir kısmına karşı vergi mahkemesinde açılan davanın tamamen veya kısmen reddi durumunda, yukarıda da değinildiği üzere, borçlu ret kararının kendisine tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde mal bildiriminde bulunmak mecburiyetindedir. Bu 15 günlük süre içerisinde ödeme emrine konu borcun tamamen ödenmesi halinde, mal bildiriminde bulunma yükümlülüğü de kendiliğinden ortadan kalkacaktır.

İlk derece mahkemesinde açtığı davayı kaybeden borçlunun, açtığı davaya konu tutarın (2019 yılı için 6.000 TL’yi aşması halinde) üst yargıya başvurması mümkündür.

Borcun bir kısmına karşı dava açılması dava konusu yapılmayan kısım için mal bildiriminde bulunma süresini uzatmaz.

Netice itibariyle, ödeme emri tebliğine karşı yapılabilecek işlemler; ödeme, mal bildiriminde bulunma ve vergi mahkemesinde dava açma şeklinde  üç çeşit olup vergi mahkemesinde dava açılmasından önce alanında uzman kurumsal firmalarından profesyonel hizmet alınması hizmet alınması, ileride yaşanması muhtemel mağduriyetlerin ve mali kayıpların önüne geçecektir.

Saygılarımızla.

KARDEM YMM

 

Share: