TURİZM ACENTELERİNİN DÜZENLEDİĞİ SEYAHAT ORGANİZASYONLARINDA KDV UYGULAMASI
I- GİRİŞ
Turizm sektörü, milli gelire, istihdama ve dış ticaret dengesine sağladığı büyük fayda dolayısıyla bacasız fabrika olarak adlandırılır. Hizmetler sektörünün genel özelliklerinden olan emek yoğun çalışma tarzıyla turizm sektörü istihdama önemli ölçüde katkı sağlar. Dış ticaret dengesine artı değer kazandırmasıyla ödemeler bilançosunun cari işlemler hesabını müspet yönde etkiler. Yarattığı katma değerle milli geliri ve vergi gelirlerini yükseltir. Hizmetin içinde barındırdığı unsurlarla inşaat, gıda, temizlik, danışmanlık, ulaşım, iletişim, tanıtım-reklam ve benzeri birçok sektöre iş olanağı yaratır. Tanıtımla kendi kendini geliştirmesinin yanı sıra geliştikçe de tanıtıma imkan sağlar, ülkenin dünya milletleri arasında bilinmesine ve itibar kazanmasına etki eder. Dünyada turizm 2009 kriz yılı hariç, her yıl bir önceki yıla göre gerek turist sayısı gerekse turizm geliri bakımından artış göstermektedir. Ülkemize gelen ziyaretçi sayısında da dünyadaki artışa bağlı olarak özellikle son yıllarda büyük artışlar görülmüştür. 1980 yılında 1.280.000 yabancı turist ülkemizi ziyaret ederken bu sayı 1990 yılında 5.389.000 kişi, 2000 yılında 10.412.000 kişi ve 2008 yılında 26.337.000 kişi olmuştur. Bu da sektörün pazarlama tarafında yer alan acentelerin pazar payını büyütmektedir. Seyahat acentesi sayısı 2000 yılında 4354 iken 2008 yılında 5672’ye yükselmiştir.[1] Son yıllarda parlayan bir sektör olan turizmin gelecekte büyümesine devam edeceği tahmin edilmektedir. Türkiye’de mukim acenteler, şirketlere fuar organizasyonları, yerli ve yabancı turist gruplarına gezi organizasyonları gibi çeşitli amaçlarla tur düzenlemektedirler. Bu yönüyle acenteler turizm alanında faaliyet gösteren ve konaklama, yeme-içme, ulaşım vb. hizmetleri veren işletmeler ile hizmetten yararlanan turistler arasında aracı konumunda bulunmakta ve çoğu zaman her iki taraf için tek muhatap durumunda faaliyet göstermektedir. Bu bakımdan bir anlamda turizm sektörünün cirosunu belirlemekle “turizmin merkez bankası” olarak teşbih edilebilecek acentelerin vergisel uygulamalarında hassasiyet göstermesi, Gelir İdaresince de önemsenen bir davranıştır. Yurt içine ve yurt dışına düzenlenen seyahat organizasyonlarında katma değer vergisi uygulaması ayrıntılı bir şekilde izleyen bölümlerde açıklanmıştır.
II- HİZMET İHRACATI İLE İLGİLİ MEVZUAT HÜKÜMLERİ
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesine göre; Türkiye’de ticari faaliyet çerçevesinde yapılan hizmetler katma değer vergisinin konusuna girmektedir. Bu cümle içindeki “hizmet” ve “Türkiye’de yapılan hizmet” kavramları Kanunun kendi sistematiği içinde açıklanmıştır. Kanunun 4. maddesinde hizmet tanımı şu şekilde yapılmıştır; “Hizmet, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemlerdir. Bu işlemler; bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebilir.”
Aynı Kanunun 6. maddesinde; işlemlerin Türkiye’de yapılmasının, hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade edeceği belirtilmiştir. Yani, bunlardan birinin gerçekleşmesi halinde işlemin Türkiye’de yapıldığı, yapılan hizmetin katma değer vergisinin konusuna girdiği kabul edilir.
Kanun’un 11. maddesinde, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin katma değer vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır. Kanun’un 12. maddesinde, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için;
a- Hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması,
b- Hizmetten yurt dışında faydalanılmış olması,
Şartları aranılmaktadır. Bu şartların ikisinin aynı anda sağlanması durumunda hizmet ihracından bahsedilebilir.
Ayrıca 26 Seri Numaralı KDV Genel Tebliği’nin (K) bölümünde hizmet ihracının şartları şu şekilde açıklanmıştır:
1. Hizmet Türkiye’de yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olmalıdır : Yurt dışındaki müşteriden kasıt, hizmet sunulan kişinin ikametgahı, işyeri, kanuni ve iş merkezinin yurt dışında bulunması veya yurt içinde bulunan bir firmanın, yurt dışında kendi adına müstakil olarak faaliyet gösteren şube, acenta, temsilci ve bürosunun olması gerekmektedir.
2. Fatura veya benzeri nitelikteki belge yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmelidir : Yapılan hizmet ile ilgili olarak düzenlenecek fatura veya benzeri belgenin, yukarıda özellikleri açıklanan yurt dışındaki bir müşteri adına olması zorunludur.
3. Hizmet bedeli, döviz olarak Türkiye’ye getirilmelidir : Yurt dışındaki müşteri için yapılan hizmete ait bedelin, Türkiye’ye döviz olarak getirilmesi zorunludur. İstisnadan yararlanacak olanın döviz alım bordrosu veya dövizin Türkiye’ye getirildiğini tevsik eden, kambiyo mevzuatına göre geçerli diğer bir belge ile bunu tevsik etmesi gerekmektedir.
4. Hizmetten yurt dışında yararlanılmalıdır : İstisnanın uygulanabilmesi için, hizmetten, yurt dışında yararlanılmış olması gerekir. Diğer bir anlatımla, yurt dışındaki müşteri için verilen hizmetin bu müşterilerin, Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgisinin olmaması gerekmektedir.
Bu şartları sağlayan işlemler, hizmet ihracı kapsamında katma değer vergisinden istisna edilmiştir.
III- TURİZM ACENTELERİ TARAFINDAN VERİLEN HİZMETLERİN KDV KARŞISINDAKİ DURUMU
Türkiye’de mukim olsun olmasın turizm acentelerinin Türkiye’de hizmet vermesi veya bunların verdikleri hizmetlerden Türkiye’de faydalanılması durumunda, bu hizmetler katma değer vergisinin konusuna girmektedir. Bu bakımdan, ulaşımla başlayan ve konaklama, rehberlik gezi, sağlık ve yemek ile devam eden bu hizmetlerin nerede verildiği ve hizmetlerden nerede faydalanıldığının tespit edilmesi son derece önem arz etmektedir.
Bu konuda 2 Haziran 1992 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 40 Seri Numaralı KDV Genel Tebliğinde “Türkiye’de yerleşik seyahat acentelerince organize edilerek yurt dışına düzenlenen turlara katılanlara, yurt dışında verilen yeme-içme, konaklama, ulaştırma, rehberlik, gezi, sağlık v.b. hizmetler yurt dışında verildiğinden ve yolcular bu hizmetlerden yurt dışında yararlandığından, bu hizmetler Türkiye’de ayrıca katma değer vergisine tabi tutulmayacaktır. Ancak, tur organizasyonuna katılanlara yurt içinde verilen hizmetlerin katma değer vergisine tabi olacağı açıktır…” İfadeleri yer almıştır.
Tebliğdeki diğer açıklamalara göre, acenteler yurt dışından satın aldıkları hizmet bedellerinin Vergi Usul Kanunu çerçevesinde belgelemeleri koşuluyla bu hizmetlere ait masraf ve belgelerde gösterilen tutarlar için katma değer vergisi hesaplamak zorunda değillerdir. Diğer bir anlatımla, acentenin müşterilerine yurt dışında verdiği konaklama, yeme-içme, rehberlik, ulaşım, gezi, sağlık ve benzeri hizmetler için katma değer vergisi hesaplanmaz. Çünkü hizmet Türkiye’de yapılmadığından veya hizmetten Türkiye’de yararlanılmadığından katma değer vergisinin konusuna girmemektedir.
Tebliğe göre seyahat acentesi tarafından müşterilere kesilecek faturada hizmet karşılığını teşkil eden tüm bedel gösterilecek; ancak, katma değer vergisi yurt dışında verilen hizmet bedelleri düşüldükten sonra kalan tutar üzerinden hesaplanacaktır.
Yurt dışına yapılan yolcu taşımacılığına ait bedelin ayrıca fatura edilmesi veya kesilecek faturada taşıma karşılığını teşkil eden bedelin ayrıca gösterilmiş olması halinde taşıma hizmet bedeli Katma Değer Vergisi Kanununun 14. maddesi uyarınca katma değer vergisinden istisnadır.
Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgesi almış bulunan seyahat acenteleri tarafından müşteriye aktarılan geceleme hizmet tutarı ve bu hizmete ilişkin aracılık bedellerine konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmetlerinin ait olduğu oran uygulanır. 2008/13234 sayılı Kararname ile 09.02.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren bu hükme göre, geceleme hizmet bedelinin seyahat acentesi tarafından hizmeti fiilen alan kişiye aktarılmasında, aktarılan geceleme hizmeti ve buna ilişkin komisyon toplamına % 8 KDV oranı uygulanır. Acentenin, hizmeti fiilen alan müşteriye değil de konaklama tesisine aracılık karşılığı fatura düzenlemesi durumunda da % 8 KDV oranı uygulanır. Konaklama ve buna ilişkin aracılık hizmeti dışındaki acente hizmetleri % 18 oranında katma değer vergisine tabidir.
Türkiye’de yerleşik seyahat acentelerinin yurt dışında bulunan acenteye hizmet vermesi durumu 26 Seri Numaralı KDV Genel Tebliğinde, Türkiye’de yerleşik olanları yurt dışına göndererek yurt dışında hizmet verme durumu ise 40 Seri Numaralı KDV Genel Tebliğinde örnekle açıklanmıştır.
Türkiye’de yerleşik seyahat acentesi, yurt dışında bulunan yabancı seyahat acentesinin gönderdiği turist grubuna Türkiye’de tur düzenleme, yeme-içme ve konaklama hizmeti verildiği durumda, tam mükellef acente Türkiye’de vergi mükellefi firmalardan aldığı bu hizmetler katma değer vergisine tabidir. Bu hizmetler için alınan fatura toplamı, yurt dışındaki acenteye verilen hizmetin maliyeti olarak tanımlanabilir. Tam mükellef acente kendi komisyonunu yani karını da ekleyerek, verdiği hizmetler karşılığında yurt dışındaki acenteye fatura düzenler. Yabancı konuklara hizmet Türkiye’de verildiğinden ve bu hizmetlerden Türkiye’de yararlanıldığından, hizmetin maliyete tekabül eden kısmı katma değer vergisine tabidir. Burada hizmetin katma değer vergisine tabi olmasında en önemli unsur hizmetten Türkiye’de yararlanılmış olmasıdır. Ancak tam mükellef acentenin maliyetin üzerine eklediği komisyon tutarı katma değer vergisinden istisnadır. (KDVK md. 11) Çünkü komisyon karşılığı hizmet her ne kadar Türkiye’de verilse de (katma değer vergisinin konusuna girmesi için zaten gereken şart budur), hizmetten yararlanan Türkiye’ye gelen konuklar değil yurt dışındaki acentedir. Komisyona karşılık gelen hizmet, yurt dışındaki bir müşteri için verilmiştir ve bu hizmetten yurt dışındaki acente yararlanmıştır. Bu nedenle hizmet ihracatı kapsamında alınan komisyon tutarı üzerinden katma değer vergisi hesaplanmaması gerekmektedir. Düzenlenen faturada katma değer vergisine tabi olan ve olmayan tutarların ayrı ayrı gösterilmesi veya ayrı faturalarda gösterilmesi gerektiği 26 Seri Numaralı KDV Genel Tebliğinde belirtilmiştir.
Yurt içinde faaliyet gösteren acentelerin yurt dışına gönderdiği müşterilerine yurt dışında verdiği konaklama, yeme-içme, rehberlik vb. hizmetler için ilgili ülke mevzuatı uyarınca tevsik edici belge almaları zorunludur. Acente müşterilerine yurt dışında verdiği hizmetleri aldığı bu belgelerle gider hesaplarında gösterir. Bu hizmetler acente maliyetini oluşturur ve hizmetten yurt dışında faydalanıldığından katma değer vergisinden istisnadır. (KDVK 11) Yurt dışı ulaşım giderleri de KDVK 14. Maddesi uyarınca istisna olduğundan KDV hesaplanmamaktadır. Ancak acentenin bu giderlerinin dışında müşterilerine Türkiye’de verdiği hizmetler ile yurt dışı hizmet maliyetine eklediği komisyon (acente karı), hizmet Türkiye’de verildiğinden ve hizmetten Türkiye’de yararlanıldığından, katma değer vergisine tabidir. Bu nedenle komisyon tutarı üzerinden kdv hesaplanması gerekir.
Acentelerin verdiği hizmetlerin niteliğine göre yapılan sistematik açıklamalar aşağıda yer almaktadır.
A- YURTDIŞINDAKİ ACENTELERE VERİLEN HİZMETLER
- Hizmetin Türkiye’de Verilmesi Durumu :
Özeti :
Fatura yurt dışındaki firmaya kesilir, kar üzerinden KDV hesaplanmaz, belgelenen giderler üzerinden KDV hesaplanır.
Açıklaması :
Organizasyonun Türkiye’de yapılması, başka bir deyişle hizmet verilen müşteri grubuna hizmetlerin Türkiye’de verilmesi durumunda, Türkiye’deki firmalardan alınan faturalarla belgelenen konaklama, yemek, ulaşım vs gibi hizmetler, hizmet Türkiye’de verildiğinden ve hizmetten Türkiye’de yararlanıldığından maliyete tekabül eden katma değer vergisine tabidir. Ancak acentenin karı üzerinden KDV hesaplanmaz. Çünkü Türkiye’deki acente, yurt dışındaki acenteye hizmet vermiştir.
2. Hizmetin Yurtdışında Verilmesi Durumu :
Özeti :
Fatura yurtdışındaki firmaya kesilir, kar üzerinden KDV hesaplanmaz, belgelenen giderler üzerinden KDV hesaplanmaz.
Açıklaması :
Müşterilere hizmetin yurt dışında verilmesi ve fatura edilen acentenin yurt dışında mukim olması nedeniyle hizmet ihracı şartları gerçekleşmiştir ve KDV istisnası uygulanır. Gerek acentenin maliyeti gerekse acente karına karşılık verilen hizmetten yurt dışında faydalanıldığından KDV hesaplanmaz.
B- TÜRKİYE’DEKİ ACENTELERE VERİLEN HİZMETLER
- Hizmetin Türkiye’de Verilmesi Durumu :
Özeti :
Fatura Türkiye’deki firmaya kesilir, kar üzerinden KDV hesaplanır, belgelenen giderler üzerinden KDV hesaplanır.
Açıklaması :
Hizmet Türkiye’de verildiğinden ve acentenin de Türkiye’de bulunması nedeniyle verilen hizmetin tamamı KDV’ye tabidir. Çünkü verilen hizmetin tamamından Türkiye’de yararlanılmaktadır.
2. Hizmetin Yurtdışında Verilmesi Durumu :
Özeti :
Fatura Türkiye’deki firmaya kesilir, kar üzerinden KDV hesaplanır, belgelenen giderler üzerinden KDV hesaplanmaz.
Açıklaması :
Hizmet yurtdışında verildiğinden ve hizmetten yurtdışında faydalanıldığından belgelenen giderlere isabet eden tutar için KDV hesaplanmaz, ancak kar üzerinden KDV hesaplanması gerekir. Çünkü Türkiye’deki acenteye verilen hizmet firmanın karı kadardır. Kar tutarı kadar Türkiye’deki acenteye hizmet verilmiştir ve bu hizmetten yararlanan acente Türkiye’dedir.
IV- BELGE DÜZENİ VE SORUNLAR
Sanayi ve ticaret alanında faaliyet gösteren firmalar, organizasyon ve mali yapı, müşteri portföyü, üretim şekilleri gibi özel bilgilerini çevrenin bilgisine mümkün olduğunca sunmaz. Ticari sır olarak değerlendirilecek bu bilgilerin haksız rekabet, itibar, seviye kaybı, rakip firmaları güçlendirme gibi istenmeyen durumlara yol açması olası bir durumdur. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan “Ticari Sırlar Kanunu Tasarısı” sunulmuştur ve yasalaşmayı beklemektedir.[2] Bu tasarıda ticari sır “… bir ticarî işletme veya şirketin faaliyet alanı ile ilgili yalnızca belirli sayıdaki mensupları ve diğer görevlileri tarafından bilinen, elde edilebilen, rakiplerince bilinmemesi ve üçüncü kişilere ve kamuya açıklanmaması gereken işletme ve şirketin ekonomik hayattaki başarı ve verimliliği için büyük önemi bulunan; iç kuruluş yapısı ve organizasyonu, malî, iktisadî, kredi ve nakit durumu, araştırma ve geliştirme çalışmaları, faaliyet stratejisi, hammadde kaynakları, imalatının teknik özellikleri, fiyatlandırma politikaları, pazarlama taktikleri ve masrafları, pazar payları, toptancı ve perakendeci müşteri potansiyeli ve ağları, izne tâbi veya tâbi olmayan sözleşme bağlantılarına ilişkin bilgi, belge, elektronik ortamdaki kayıt ve verilerden oluşur.” Şeklinde tanımlanmıştır. Şirketin faaliyetlerinden elde ettiği karın gerek müşterileri gerekse rakipleri tarafından bilinmemesi konusu, yasayla teminat altına alınması gereken bir konudur. Mükelleflerin vergiye müteallik durumlarını görevleri icabı öğrenen kişilerin vergi mahremiyeti kapsamında gizlenmesi Vergi Usul Kanunu’nda güvence altına alınmıştır. Ticari sırların da ticaret hukuku çerçevesinde güvence altına alınması elzemdir.
Türkiye’de faaliyet gösteren turizm acentelerinin katma değer vergisine tabi olan ve tabi olmayan hizmetlerini fatura üzerinde ayrı ayrı göstermelerinin zorunlu tutulması, ticari sır kapsamında olan hizmet karının ortaya çıkmasına ve müşteriye ifşa edilmesine sebep olmaktadır. Örneğin, yurt içindeki bir acentenin yurt dışındaki acente tarafından gönderilen müşterilere Türkiye’de hizmet vermesi durumunda, acente karı hizmet istisnası kapsamında katma değer vergisine tabi tutulmayacağından, faturada acente karının ayrı gösterilmesi gerekecektir. Bu da müşteriden ne kadar komisyon geliri elde edildiğini açık ve seçik ortaya çıkarmakta ve acente karı hukuki zorunluluk nedeniyle müşteriye bildirilmektedir. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın bu konuda düzenleme yaparak sorunu gidermesi beklenmektedir.
V- SONUÇ
Seyahat acenteleri, turizm sektöründe pazarlama ağırlıklı faaliyet göstermekte ve turistlere verilen konaklama, yeme-içme, ulaşım, eğlence, rehberlik vb. hizmetleri organize ederek bu alanda hizmet veren firmalardan müşterilerin hizmet almalarını sağlamaktadır. Yurt dışından ve yurt içinden sağlanan bu hizmetler, yerli ve yabancı turistlere verilebilmektedir. Acentelerin yurt dışında mukim acentelerin müşterilerine de hizmet vermesi sıklıkla görülmektedir. Acentelerin verdiği hizmetlerden Türkiye’de yararlanılması durumunda KDV hesaplanacak, yurt dışında yararlanılması durumunda ise KDV hesaplanmayacaktır. Ancak bazı durumlarda verilen hizmetlerin maliyetine isabet eden kısmı ile acente karını ifade eden komisyon tutarının farklı KDV uygulamalarına tabi olması halinde, düzenlenen faturalarda bu iki hizmetin ayrı gösterilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. İşletmelerin en önemli sırlarından olan hizmet karı, Genel Tebliğler ile getirilen düzenlemelere uyulması durumunda müşterilere ifşa edilmiş olmaktadır. Seyahat acentelerini zor durumda bırakan düzenlemenin yeniden gözden geçirilmesinde fayda görülmektedir.
Hüseyin DEMİR
Yeminli Mali Müşavir
[1] www.tursab.org.tr
[2] www.kgm.adalet.gov.tr