ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASININ KALDIRILMASI İSTEMİ – ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASI KESİLMİŞ İSE DE OLAYDA BELGELERİN VERİLMEDİĞİ VE ALINMADIĞI YOLUNDA KOŞULLARA UYGUN VE HUKUKEN GEÇERLİ SOMUT BİR TESPİT YAPILMADIĞI – KESİLEN BU ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASINDA HUKUKİ İSABET GÖRÜLMEDİĞİ – HÜKMÜN ONANMASI

İSTANBUL BÖLGE İDARE MAHKEMESİ 1. VERGİ DAVA DAİRESİ

ESAS: 2016 / 516 KARAR: 2017 / 176 KARAR TARİHİ: 27.01.2017

 

ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASININ KALDIRILMASI İSTEMİ – ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASI KESİLMİŞ İSE DE OLAYDA BELGELERİN VERİLMEDİĞİ VE ALINMADIĞI YOLUNDA KOŞULLARA UYGUN VE HUKUKEN GEÇERLİ SOMUT BİR TESPİT YAPILMADIĞI – KESİLEN BU ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASINDA HUKUKİ İSABET GÖRÜLMEDİĞİ – HÜKMÜN ONANMASI

(213 S. K. m. 3, 353) (3065 S. K. m. 10, 29)

 

ÖZET: Gerek davacı hakkında düzenlenmiş vergi inceleme raporu gerekse de mal alımında bulunduğunu beyan ettiği ……. hakkında düzenlenmiş vergi tekniği raporundaki anılan tespitler ve veriler birlikte değerlendirildiğinde; faaliyetine ilişkin olumsuzluğu yukarıda da değinildiği üzere incelemeyle açıkça ortaya konulmuş firmanın düzenlemiş olduğu faturaları kayıtlara intikal ettirilmek suretiyle Hazine’ye irat kaydedilmiş bir vergiden bahsedilemeyeceğinden, ilgili dönem matrahlarının resen takdiri ve faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indiriminin kabul edilmemesi suretiyle yapılan katma değer vergisi tarhiyatında ve kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka aykırılık görülmemiştir. Davacı adına, tespitlerine yer verilen firmadan aldığı faturaların sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olduğu nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ilgili maddesine göre özel usulsüzlük cezası kesilmiş ise de olayda anılan yasal düzenlemede belirtilen belgelerin verilmediği ve alınmadığı yolunda Yasada öngörülen koşullara uygun ve hukuken geçerli, somut bir tespit yapılmadığından kesilen bu özel usulsüzlük cezasında hukuki isabet görülmemiştir.

 

İSTEMİN ÖZETİ: Davacı adına 2010/12 dönemi için yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatı ile aynı dönem için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353/1.maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davada, davacı hakkında sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen 27/02/2015 tarih ve 2015-A-3358/3 sayılı vergi inceleme raporunda 2010 yılında hakkında sahte belge düzenleme sebebiyle rapor düzenlenen …. adlı mükelleften sahte fatura alıp katma değer vergisi indiriminde kullandığının tespit edildiği, ilgili firmanın davacı adına düzenlemiş olduğu faturalarda gösterilen katma değer vergileri indirimleri reddedilerek davacı adına uyuşmazlık konusu dönemlere ilişkin olarak re’sen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarh edilmesi ve özel usulsüzlük cezası kesilmesinin önerildiği, davacının ilgili dönemde faturalarını aldığı Şişli Vergi Dairesi Müdürlüğünün X13 XXX  883X vergi kimlik numaralı mükellefi …. hakkında düzenlenen 24/04/2014 tarih 2014-A-2XX1/10 sayılı vergi tekniği raporundaki tespitler dikkate alındığında, mükellefin sahte fatura düzenleyicisi olduğu kanaatine varılmışsa da, düzenlediği tüm faturaların sahte olduğundan söz edilemeyeceği, mükellefin davacıya fatura düzenlediği dönemlerde yapılan bir yoklamanın mevcut olmadığı anlaşıldığından, davacının bu mükelleften aldığı faturalara ilişkin katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatında ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar veren İstanbul 5. Vergi Mahkemesi Hakimliği’nin 28/04/2016 tarih ve E:2015/1605, K:2016/953 sayılı kararına davalı idarece itiraz edilerek; kararın hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

 

SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Birinci Vergi Dava Dairesi’nce dosyadaki belgeler incelenip davalı idare tarafından yapılan itiraz hakkında gereği görüşüldü:

 

Dava; davacı adına 2010/12 dönemi için yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatı ile aynı dönem için 213 sayılı Yasanın 353/1.maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır.

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3’üncü maddesinin (B) fıkrasında, vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, gerçek mahiyetin yemin hariç her türlü delil ile ispatlanabileceği; vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan tanık ifadesinin, ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde, ispat külfetinin bunu iddia edene ait olduğu düzenlemesi yer almaktadır.

 

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 10’uncu maddesinin (a) bendinde, mal teslim ve hizmet ifası hallerinde malın teslimi veya hizmetin yapılması vergiyi doğuran olay kapsamında sayılmış, 29’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendinde de, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.

 

Anılan kuralların bir gereği olarak, yükümlülerin 29’uncu madde hükmünden yararlanabilmelerinin ön şartı, fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtmasıdır.

 

Vergilendirme işlemi yapılırken, Kanuna uygun olarak biçimlendirilen muamelelerin bu biçimselliğin ötesine geçilerek muamelenin tarafları arasında oluşan maddi ve hukuki ilişkinin gerçek mahiyetinin araştırılması gerekmektedir. Kanun, gerçek mahiyetin ortaya çıkarılmasında yemin hariç her türlü delile izin vermiştir. Bu deliller; tarafların ikrarı, vergiyi doğuran olayla ilişkisi doğal ve açık bulunan tanık ifadesi, muamelenin taraflarının ekonomik ve ticari konumları, belgeyi düzenleyenin iştigal konusu, işyerlerinin durumu, emtia alımlarının gerçekliği, alım-satım için zorunlu veya bu işlemlerin doğal sonucu olarak diğer işlemlerin gerçekleştirilme biçimine ilişkin tespitler olabilir.

 

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı hakkında sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen 27/02/2015 tarih ve 2015-A-XX58/3 sayılı vergi inceleme raporunda; davacının 2010 yılında hakkında sahte belge düzenleme sebebiyle rapor bulunan … adlı mükelleften sahte fatura alıp katma değer vergisi indiriminde kullandığının tespit edildiği, ilgili firmanın davacı adına düzenlemiş olduğu faturalarda gösterilen katma değer vergileri indirimleri reddedilerek davacı adına uyuşmazlık konusu döneme ilişkin olarak re’sen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarh edildiği ve özel usulsüzlük cezası kesildiği, tebliği üzerine kaldırılması istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

 

Davacının mal alımları eleştiri konusu edilen Şişli Vergi Dairesi Müdürlüğünün …. vergi kimlik numaralı mükellefi … hakkında düzenlenen 24/04/2014 tarih 2014-A-2XX1/10 sayılı vergi tekniği raporunda özetle; 09/11/2009 tarihinde elektrik malzemeleri toptan ticareti faaliyetiyle iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, 30/04/2011 tarihi itibariyle mükellefiyet kaydının resen terkin edildiği, mükellefin işyerinde 09/11/2009 tarihli yoklamada, işyerinde 2 adet masa, 1 adet bilgisayar, 1 adet dolap ve muhtelif büro malzemelerinin mevcut olduğunun tespit edildiği, 24/06/2010 tarihinde yapılan yoklamada, işyerinin kapalı olduğu, camın üzerine film kaplı olduğundan işyerinin içerisinin dışarıdan görülemediği tespitlerine yer verildiği, 01/06/2011 tarihli yoklamada mükellefin ilgili adreste faal olmadığı, ilgili adreste 03/03/2011 tarihinden itibaren mükellef ….’ın faaliyette bulunduğunun ifade ve tespit edildiği, mükellefin ikametgah adresinde 05/11/2012 tarihinde yapılan yoklamada şahsın adreste ikamet etmediği, bina sahipleriyle yapılan görüşmede yaklaşık 1 yıl önce taşındığı, yeni adresinin bilinmediği hususlarının tespit edildiği, mükellefin defter tasdikine ilişkin herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı, ancak VDİNTRA sistemi üzerinden yapılan sorgulamada mükellefin 2009 takvim yılında işletme esası hesabına göre, 2010 yılında ise bilanço esasına göre defter tuttuğunun tespit edildiği, mükellefin 2009 ve 2010 yılı gelir beyannamelerini verdiği, 2011 yılı gelir vergisi beyannamesini ise vermediği, katma değer vergisi beyannamelerini verdiği, mükellefin 2010 yılında alış yaptığı firmaların çoğunun, 2011 yılında ise bir kısmının sahte belge düzenleme fiili nedeniyle olumsuz tespit bulunan mükelleflerden olduğu, mükellefin 2009 yılında Bs analizinde satış yaptığı firmalara ilişkin toplam satış tutarının 399.964,00-TL olduğu, katma değer vergisi matrah toplamının ise ilgili yılda 617.184,80-TL olduğu, 2010 takvim yılında Bs analizinde satış yaptığı firmalara ilişkin toplam satış tutarının 6.288.618,00-TL olduğu, katma değer vergisi matrah toplamının ise ilgili yılda 6.864.196,63-TL olduğu, 2011 yılında Bs analizinde satış yaptığı toplam satış tutarının 2.031.903,00-TL olduğu, katma değer vergisi matrah toplamının ise ilgili yılda 2.063.868,11-TL olduğu, mükellefin ilgili yıllarda herhangi bir işçi çalıştırmadığının tespit edildiği, yapılan tüm bu tespitlerden mükellefin faaliyete başladığı tarihten itibaren komisyon karşılığı fatura düzenleme faaliyetinde bulunduğu ve düzenlemiş olduğu tüm faturaların sahte fatura olarak kabul edilmesi gerektiği tespitlerine yer verildiği görülmüştür.

 

Gerek davacı hakkında düzenlenmiş vergi inceleme raporu gerekse de mal alımında bulunduğunu beyan ettiği ……. hakkında düzenlenmiş vergi tekniği raporundaki anılan tespitler ve veriler birlikte değerlendirildiğinde; faaliyetine ilişkin olumsuzluğu yukarıda da değinildiği üzere incelemeyle açıkça ortaya konulmuş firmanın düzenlemiş olduğu faturaları kayıtlara intikal ettirilmek suretiyle Hazine’ye irat kaydedilmiş bir vergiden bahsedilemeyeceğinden, ilgili dönem matrahlarının resen takdiri ve faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indiriminin kabul edilmemesi suretiyle yapılan katma değer vergisi tarhiyatında ve kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka aykırılık görülmemiştir.

 

Davacı adına, yukarıda tespitlerine yer verilen firmadan aldığı faturaların sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olduğu nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353/1. maddesine göre özel usulsüzlük cezası kesilmiş ise de, olayda anılan yasal düzenlemede belirtilen belgelerin verilmediği ve alınmadığı yolunda Yasada öngörülen koşullara uygun ve hukuken geçerli, somut bir tespit yapılmadığından kesilen bu özel usulsüzlük cezasında hukuki isabet görülmemiştir.

 

Açıklanan nedenlerle, davalı idare itirazının kısmen kabulüne kısmen reddine, itiraza konu İstanbul 5. Vergi Mahkemesi Hakimliği’nin 28/04/2016 tarih ve E:2015/1605, K:2016/953 sayılı kararının kısmen bozulmasına kısmen onanmasına, dava konusu özel usulsüzlük cezasının kaldırılması yolunda verilen karara yapılan itirazın reddine ve kararın bu kısmının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, davanın bu kısmının kabulü suretiyle özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına, kararın 2010/12 dönemi için tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması isteminin kabulüne ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, davanın bu kısmının reddine, dava kısmen kabul kısmen retle sonuçlandığı nedeniyle aşağıda dökümü yapılan 122,70-TL yargılama giderlerinden taktir olunan 62,70-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına, arta kalan yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacı tarafa verilmesine, 659 sayılı KHK gereği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı İdare vekili lehine takdir edilen 1.100,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı İdareye verilmesine, reddedilen miktar üzerinden 31,40-TL’den az olmamak üzere binde 4.55 oranında hesaplanacak nispi karar harcının davalı İdarece davacıdan tahsiline, posta avansından artan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine, kararın taraflara tebliği için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27/01/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

Share: