2023/14 Amortisman yöntemlerinin seçimlik olduğu ve basiretli bir mükellefin, bu seçim ile birlikte enflasyona karşı koruma tedbirlerinin sonuçlarını öngörmesi gerektiği, davacı tarafından binalarla ilgili normal amortisman yönteminin seçilmesi nedeniyle amortisman süresinin son yılında itfa edilemeyen bakiye değerin tamamının gider olarak yazılamayacağı hakkında

Maddi Olay: Davacı şirket tarafından aktifindeki binalarla ilgili normal amortisman yöntemini seçmesi nedeniyle amortisman süresinin son yılında itfa edemediği 579.295,42 TL bakiye değerin tamamının gider olarak dikkate alınması gerektiği ihtirazi kaydıyla verilen 2011 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde fazladan tahakkuk ettirilen 115.859,08 TL’nin terkini ve yasal faizi ile iadesi istemiyle dava açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: 5018 sayılı Kanunla getirilen yeni düzenlemede eski düzenlemedeki gibi bina amortismanlarına ilişkin bir özel düzenlemeye yer verilmediği dolayısıyla yeni düzenleme ile artık binaların alış bedeli üzerinden amortisman uygulamasına son verildiği ve artık eski düzenlemenin aksine yeniden değerlemeye tabi tutulan binaların amortisman süresinin sonunda itfa olmamaları gibi bir durumun söz konusu olmadığı gibi yeni Kanuni düzenlemeye göre bina değerinin, amortisman süresinin sonunda yeniden değerleme ve enflasyon düzeltmesinde yapılan hesaplamadan kaynaklı bir artı değerin kalması durumunda ise kalan artı değerin son yılda yok edilmeyeceğine ilişkin Kanunda bir hüküm bulunmadığı ve amortismanın genel mantığı açısından da son yılda kalan değerin indirilmesi gerektiği anlaşılmakla, davacı kurumun aktifine kayıtlı binalar için normal amortisman yönteminin uygulanması nedeniyle amortisman süresinin sonunda kalan bakiye değerin son yılda gider olarak yazılmasının kabul edilmemesi suretiyle davacı kurum adına fazladan tahakkuk ettirilen 115.859,08-TL kurumlar vergisi tutarında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu tutarın yasal faizi ile davacıya iadesine karar verilmiştir.

Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 26.12.2017 tarih ve E: 2013/3324, K: 2017/9092 sayılı kararı:

Davacının söz konusu binalarla ilgili normal amortisman yöntemini seçmesi sebebiyle yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere amortisman süresinin sonunda iktisadi kıymetlerinin tamamen itfa olması gerekirken olmadığından bahisle kalan bakiye değerin son yılda gider olarak yazılması talebi olduğu anlaşılmaktadır. Bu hususta davacının binalarının iktisadi kıymetlerini kendiliğinden itfa edememesinin neden kaynaklandığının irdelenmesi gerekmektedir. Zira davacı tarafından dava konusu iddia yalnızca azalan bakiyeler usulüne göre dezavantajlı konumda olması ve iki usul arasındaki bu farklılığın eşitlik ilkesine aykırı olduğuna dayandırılmış; ancak normal şartlarda sürenin son yılında yok edilmiş olması gereken bu bakiye değerin neden kaldığına dair açıklama yapılmamıştır

Azalan bakiyeler usulüne özgü olarak düzenlenen, amortisman süresinin sonunda itfa edilemeyen devreden bakiye değerin o yıl tamamen gider yazılmak suretiyle yok edileceği hükmünün, bina amortismanları için dezavantaj yaratan yeniden değerleme ve sonrasında getirilen enflasyon düzeltmesi karşısında net değerin sıfırlanmasını sağlayacağı açıktır. Kanun’da bu hüküm yalnızca azalan bakiyeler için öngörülmüş olup, kıyas yolu ile genişletilemez; zira normal amortisman yöntemi bakımından Kanun koyucu kasıtlı olarak susmuştur. Amortisman yöntemlerinin seçimlik olduğu ve basiretli bir mükellefin, bu seçim ile birlikte enflasyona karşı koruma tedbirlerinin sonuçlarını öngörmesi gerektiği aşikar olduğundan; davacı şirket tarafından binalarla ilgili normal amortisman yöntemini seçmesi nedeniyle amortisman süresinin son yılında itfa edemediği bakiye değerin tamamının gider olarak yazılması gerektiği iddiasının davalı idare tarafından kabul edilmemesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Share: