Bülten: 2022/33 Yeni Kanun Teklifi ile Vergi Kanunlarında Yapılması Öngörülen Düzenlemeler

25 Mart 2022 tarihinde TBMM Başkanlığına sunulan “Hâzineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile vergi kanunmlarında yapılması öngörülen bazı düzenlemeler konu başlıları itibariyle aşağıdaki gibidir;

1) 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda Yapılması Öngörülen Düzenlemeler

1.1. Finans sektöründe kurumlar vergisi oranının %25 olarak uygulanması

Teklifin 25’inci maddesi ile 5520 sayılı Kanunun “Kurumlar vergisi ve geçici vergi oranı” başlıklı 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yapılması öngörülen değişiklikle; bankalar, finansal kiralama, faktoring, finansman ve tasarruf finansman şirketleri, elektronik ödeme ve para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketlerinin kurum kazançları üzerinden kurumlar vergisi oranının %25 olarak uygulanması öngörülmektedir. Kanun Teklifinin 26’ncı maddesi ile de söz konusu %25’lik oranın 2022 takvim yılında da uygulanabilmesi düzenlenmektedir.

1.2. Sermayenin tamamlanmasına karar verilmesi durumunda ortaklarca şirketlere aktarılan “sermaye tamamlama fon tutarlarının” kurum kazancının tespitinde dikkate alınmaması

Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, son yıllık bilançolarında sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılan şirketlerin kendiliğinden sona ermiş sayılmaması için, genel kurulca sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar verilmektedir. Bu amaçla ortaklar tarafından sermaye tamamlama fonu olarak aktarılan tutarlar söz konusu Kanun çerçevesinde sermaye konulması veya borç verilmesi niteliğinde kabul edilmemekte ve karşılıksız bir ödeme niteliğini haiz olduğu belirtilmektedir. Ayrıca yapılan bu ödemeler, gelecekte yapılacak sermaye artırımına mahsuben bir avans olarak da nitelendirilmemektedir.

Bu Kanun Teklifinin 23 üncü maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi kurum kazancı” başlıklı 6 ncı maddesine eklenmesi öngörülen fıkra ile sermayenin tamamlanmasına karar verilmesi halinde ortaklarca şirketlere bu kapsamda aktarılan tutarların kurum kazancının tespitinde dikkate alınmaması sağlanmaktadır.

1.3. Katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirlerin istisna kapsamına alınması

Kurumlar Vergisi Kanununun “İstisnalar” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca kurumların, 01.01.2022 tarihinden itibaren, tam mükellefiyete tabi diğer yatırım fonu katılma paylarından elde ettikleri kâr payları (portföyünde yabancı para birimi cinsinden varlık ve altın ile diğer2 kıymetli madenler ve bunlara dayalı sermaye piyasası araçları bulunan yatırım fonlarından elde edilen kazançlar hariç) kurumlar vergisinden istisnadır.

Düzenleme mevcut haliyle fon katılma paylarının fona iadesi suretiyle elde edilen kazançları kapsamamaktadır. Ayrıca söz konusu fonların katılma paylarından Vergi Usul Kanununun 279 uncu maddesi kapsamında dönem sonu değerlemesine tabi olanlar açısından, bu değerlemeden doğan kazançlar da istisna kapsamında değildir.

Bu Kanun Teklifinin 22’nci maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunun 5 inci maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle belirtilen yatırım fonlarından elde edilen kar paylarına ilave olarak katılma paylarının fona iadesi suretiyle elde edilen kazançlar da istisna kapsamına alınmakta, bu payların dönem sonu değerlenmesinden kazanç oluşması halinde ise bu kazançlar da istisna olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca, yatırım fonlarının katılma paylarının iki yıldan uzun süreyle elde tutulması halinde satışından doğan kazançların da %75 oranında istisnaya tabi olması sağlanmaktadır.

1.4. Gayrimenkul yatırım ortaklıklarına tanınan kazanç istisnasının kapsamı

Bilindiği üzere 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca gayrimenkul yatırım fonları veya ortaklıklarının kazançları kurumlar vergisinden istisnadır.

Teklifin 22’nci maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle münhasıran altyapı yatırım ve hizmetlerinden oluşan portföyü işletecek gayrimenkul yatırım ortaklıkları gibi esas faaliyet konusu gayrimenkullerle ilgili portföy işletmeciliği olmayan gayrimenkul yatırım ortaklıklarının istisna kapsamında olmadığı hususuna açıklık getirilmektedir.

Böylece gayrimenkul yatırım ortaklığı esas faaliyet konusu gayrimenkullerle ilgili portföy işletmeciliği olmayan bu mükelleflerin istisna kapsamında olup olmadıkları hususunda yargıya taşınan ihtilafların önünün kesilmesi amaçlanmaktadır.

  1. 213 Sayılı Vergi Usul Kanununda Yapılması Öngörülen Değişiklikler

2.1. Etkin pişmanlık hükümlerinden soruşturma ve kovuşturma aşamasında yararlanılmasına imkan verilmesi

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 371’inci maddesinde etkin pişmanlık müessesesine, 359’uncu maddesinde ise kaçakçılık suçları ve cezalarına yer verilmiş olup, 359’uncu maddede “371’inci maddedeki pişmanlık şartlarına uygun olarak durumu ilgili makamlara bildirenler hakkında bu madde hükmü uygulanmaz” hükmüne yer verilmiştir. Diğer taraftan, etkin pişmanlık hükümlerinden soruşturma ve kovuşturma aşamasında yararlanılamamaktadır.

Teklifinin 4’üncü maddesi ile 213 Vergi Usul Kanunu’nun “Kaçakçılık suçları ve cezaları” başlıklı 359’uncu maddesinde yapılması öngörülen düzenlemeyle etkin pişmanlık hükümlerinden soruşturma ve kovuşturma aşamasında yararlanılmasına imkan verilmektedir.

Buna göre, 359 ‘uncu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise verilecek ceza üçte bir oranında indirilecektir.

Tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda verilecek ceza yarı oranında indirilecektir.

Belirtilen bu ceza indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şart olarak sayılmaktadır.

Ayrıca, bu maddede düzenlenen suçların birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanununun 43 üncü maddesi uygulanır denilerek hapis cezalarının üst sınırı artırılmaktadır.

2.2. Vergi daireleri tarafından düzenlenen ve vergi dairesince imzalanması gereken belgelerin bu daireler adına Gelir İdaresi Başkanlığınca imzalanması

Teklifinin 3’üncü maddesi ile 213 Vergi Usul Kanunu’nun “Vergi dairesi” başlıklı 4’üncü maddesinde yapılması öngörülen düzenlemeyle, vergi dairesince yapılan işlemlerde elektronik imza, mühür veya onay kullandırma, vergi daireleri tarafından düzenlenen ve vergi dairesince imzalanması gereken belgelerin bu daireler adına Gelir İdaresi Başkanlığınca elektronik ortamda imzalanması, mühürlenmesi veya onaylanmasına izin verme, elektronik imza, mühür veya onayın kullanım usul ve esaslarını düzenleme konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.

  1. 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunda Yapılması Öngörülen Düzenlemeler

3.1. Çalışma veya oturma izni alarak altı aydan daha fazla yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları ile yabancılara KDV istisnası kapsamında teslim edilen konut veya iş yerinin elde tutma süresinin 3 yıla çıkarılması

Bilindiği üzere 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Araçlar, kıymetli maden ve petrol aramaları ile ulusal güvenlik harcamaları ve yatırımlarda istisna” başlıklı 13’üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi uyarınca, konut veya iş yeri olarak inşa edilen binaların ilk tesliminde uygulanmak ve bedeli döviz olarak Türkiye’ye getirilmek kaydıyla, resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye’de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısiyle yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları hariç olmak üzere, çalışma veya oturma izni alarak altı aydan daha fazla yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları, Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kanuni ve iş merkezi Türkiye’de olmayan ve bir işyeri ya da daimi temsilci vasıtasıyla Türkiye’de kazanç elde etmeyen kurumlara yapılan konut veya iş yeri teslimleri KDV’den istisnadır.

İstisna kapsamında teslim alınan konut veya iş yerinin bir yıl içerisinde elden çıkarılması halinde ise zamanında tahsil edilmeyen verginin, tecil faiziyle birlikte tapu işleminden önce elden çıkaran tarafından ödenmesi şarttır.

Teklifinin 10’uncu maddesi ile 3065 sayılı Kanun’un 13’üncü maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle yukarıda anılan bir yıllık süre üç yıla çıkarılmaktadır.

3.2. Teşvik belgeli yatırımlar kapsamında yapılan inşaat işlerine ilişkin yüklenilen KDV’nin iadesine ilişkin düzenlemenin istisna uygulaması kapsamına alınması

Teklifin 11’inci maddesi ile imalat sanayine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılan yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV’nin iadesi uygulaması, istisna uygulamasına çevrilmekte, ayrıca turizme yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılan inşaat işleri de bu istisna kapsamına alınmakta ve süresi 31/12/2025 tarihine kadar uzatılmaktadır.

Buna göre, imalat sanayi ile turizme yönelik yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere belge kapsamındaki inşaat işlerine ilişkin mal teslimleri ve hizmet ifaları 31/12/2025 tarihine kadar katma değer vergisinden istisna olacaktır.

Bu kapsamda yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları nedeniyle yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilecektir. İndirim yoluyla telafi edilemeyen vergiler, istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edilecektir.

Cumhurbaşkanı, yukarıda yer alan süreyi üç yıla kadar uzatmaya yetkili olacaktır.

3.3. Elektrik motorlu taşıt araçlarını Türkiye’de üreten mükelleflere verilen mühendislik hizmetlerinin 31/12/2023 tarihine kadar KDV’den istisna edilmesi

Teklifin 12’nci maddesi ile 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’na eklenmesi öngörülen geçici 42’inci maddeyle, Türkiye’de gerçekleştirdikleri Ar-Ge faaliyetleri sonucunda geliştirdikleri elektrik motorlu taşıt araçlarını Türkiye’de imal eden mükelleflere bu araçların geliştirilmesine yönelik verilen ve yatırım teşvik belgesi kapsamında yer alan mühendislik hizmetleri 31/12/2023 tarihine kadar katma değer vergisinden istisna edilmektedir.

  1. Gelir Vergisi Kanununda Yapılması Öngörülen Düzenlemeler

4.1. Reklam yasağı kararına rağmen, reklam yasağı getirilen sosyal ağlara reklam vermeyi sürdüren gelir vergisi mükelleflerinin bu harcamalarının vergi matrahının tespitinde gider kabul edilmemesi

5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun”un Ek 4’üncü maddesi uyarınca, Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıların Türkiye’de en az bir kişiyi temsilci olarak belirlemeleri gerekmekte olup, bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde Türkiye’de mukim vergi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilerin ilgili sosyal ağ sağlayıcısına yeni reklam vermesi yasaklanmıştır.

Teklifin 1’inci maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Gider Kabul Edilmeyen Ödemeler” başlıklı 41’inci maddesinin birinci fıkrasına ve yine bu Kanun Teklifinin 24’üncü maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun “Kabul edilmeyen indirimler” başlıklı 11’inci maddesinin birinci fıkrasına eklenmesi öngörülen bentle, 5651 sayılı Kanunun ek 4’üncü maddesi uyarınca hakkında reklam yasağı kararı verilmiş olmasına rağmen, reklam yasağı getirilenlere reklam vermeye devam eden gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bu harcamalarının vergi matrahının hesaplanmasında gider olarak kabul edilmemesi düzenlenmektedir.

4.2. Bir veya birden fazla özel sağlık kuruluşu ile sözleşme düzenleyerek hekimlik faaliyetini yürüten hekimlerin serbest meslek erbabı olarak kabul edilmesi

Teklifin 2’nci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun Serbest Meslek Erbabı başlıklı 66’ncı maddesinin ikinci fıkrasına eklenmesi öngörülen bentle bir veya birden fazla özel sağlık kuruluşu ile sözleşme düzenleyerek hekimlik faaliyetini yürüten hekimlerin serbest meslek erbabı olarak kabul edilmesi ve kazançlarının serbest meslek kazancı hükümlerine göre vergilendirilmesi düzenlenmektedir.

Söz konusu Kanun Teklifi ektedir.

Bülten 2022- 33 Eki Kanun Teklifi

Share: