5 Şubat 2021 tarih ve 31386 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 34 Seri No.lu Tebliğ ile Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde önemli bir takım değişiklikler yapılmış olup, konu başlıkları itibariyle yapılan değişiklikler aşağıda özetlenmiştir.
- a) Alıcı ve satıcının mücbir sebep kapsamında bulunması halinde (KDV) tevkifat uygulamasına devam edilecek
Bilindiği üzere, mücbir sebebin başladığı tarihten sona erdiği tarihe kadar geçen sürede, mücbir sebep kapsamında olan mükelleflerin ödevleri ertelenmektedir. Bu kapsamda beyanname verme yükümlülükleri ileri tarihe ertelenen mükelleflerin, mücbir sebep halinde bulunduğu süre içerisinde kısmi tevkifat kapsamındaki alımları için de tevkifat uygulanmamaktadır.
34 Nolu Tebliğin 1. Maddesi ile Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.1.) bölümünün son paragrafının sonuna eklenen “Şu kadar ki, işleme taraf satıcı mükellefin de mücbir sebep kapsamında bulunması halinde, söz konusu alımlarda genel hükümler çerçevesinde tevkifat uygulamasına devam olunur.” cümlesi ile hem alıcının hem de satıcının mücbir sebep kapsamında bulunması halinde KDV tevkifatı uygulamasına devam edileceği hüküm altın alınmıştır.
- b) Faturasında Türk Lirası karşılığı gösterilen hizmet ihraçlarında, bedelin Türk Lirası olarak Türkiye’ye getirildiğini tevsik eden belgelere istinaden iade yapılabilmesi mümkün kılınmıştır
Bilindiği üzere, hizmet ihracına ilişkin beyan edilen işlemlerle ilgili yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin iadesi, hizmet bedeli döviz olarak Türkiye’ye gelmeden yerine getirilmemektedir.
Tebliğin 2’nci maddesiyle, aynı ana Tebliğin “İstisnanın Tevsiki ve Beyanı” başlıklı (II/A-2.2.) bölümünün birinci paragrafında parantez içi kısımda yer alan “dövizin” ibaresi “bedelin” olarak değiştirilmiş, dördüncü paragrafının sonuna “Bununla birlikte, faturasında Türk Lirası karşılığı gösterilen hizmet ihraçlarında, bedelin Türk Lirası olarak Türkiye’ye getirildiğini tevsik eden belgelere istinaden de iade yapılabilir.” cümlesi eklenmiş, beşinci paragrafında ve devamındaki “Örnek”te yer alan “döviz olarak” ibareleri yürürlükten kaldırılmış ve (II/A-2.3.) bölümünün birinci paragrafında parantez içi kısımda yer alan “dövizin” ibaresi “bedelin” olarak değiştirilmiştir.
Yapılan bu düzenlemeler uyarınca, faturada Türk Lirası karşılığı gösterilen hizmet ihraçlarında, bedelin Türk Lirası olarak Türkiye’ye getirildiğini tevsik eden belgelere istinaden de iade yapılabilmesi mümkün kılınmıştır.
- c) İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında yapılacak teslim ve hizmetlerde istisna süresi uzatıldı
Tebliğin 3’üncü maddesiyle, ana Tebliğin (II/E-5.), (II/E-5.1.) ve (II/E-5.3.) bölümlerinin birinci paragraflarında yer alan “İstanbul İl Özel İdaresine” ibareleri “İstanbul Valiliğine” olarak, (II/E-5.) ve (II/E-5.1.) bölümlerinin birinci paragraflarında yer alan “31/12/2020” ibareleri “31/12/2025” olarak değiştirilmiştir.
Yapılan bu değişiklikle, İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında yapılacak teslim ve hizmetlerde istisna süresi 31/12/2025 tarihine uzatılmıştır.
- d) 2021 UEFA şampiyonlar ligi finali müsabakaları kapsamında yapılacak teslim ve hizmetler istisna kapsamına alınmıştır
Tebliğin 4’üncü maddesiyle, ana Tebliğin (II/E-10.) bölümünün başlığında ve birinci paragrafında yer alan “2020” ibareleri “2021” olarak değiştirilmiştir.
Yapılan bu değişiklikle, 2021 UEFA şampiyonlar ligi finali müsabakaları kapsamında yapılacak teslim ve hizmetler de KDV istisnası kapsamına alınmıştır.
- e) Milli Eğitim Bakanlığına bilgisayar ve donanımlarının bedelsiz teslimleri ile bunlara ilişkin yazılım teslimi ve hizmetlerindeki istisna süresi uzatılmıştır
Tebliğin 5’inci maddesiyle, ana Tebliğin (II/G-3.) bölümünün birinci paragrafında yer alan “31/12/2020” ibaresi “31/12/2023” olarak değiştirilmiştir.
Yapılan bu değişiklikle, KDV Kanunu’nun Geçici 23’üncü maddesi ile Milli Eğitim Bakanlığına bilgisayar ve donanımlarının bedelsiz teslimleri ile bunlara ilişkin yazılım teslimi ve hizmetleri ile bu mal ve hizmetlerin bağışı yapacak olanlara teslim ve ifasında uygulanan KDV istisnası süresi 31/12/2023 tarihine kadar uzatılmıştır.
- f) Doğal Gaz Piyasası Kanunu’nun Ek 1’inci maddesi kapsamında yapılan devirlere KDV istisnası getiriliştir
Hatırlanacağı üzere, 02/12/2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7257 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile Katma Değer Vergisi Kanununa eklenen Geçici Madde ile 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu’nun Ek 1’inci maddesi kapsamındaki devirler katma değer vergisinden istisna edilmiştir.
Tebliğin 6’ncı maddesiyle, söz konusu düzenlemeye ilişkin açıklama getirmek amacıyla, ana Tebliğin “Geçici Maddelerde Yer Alan İstisnalar” (II/G.) bölümünün sonuna başlığı ile birlikte aşağıdaki bölümler eklenmiştir.
“9. Doğal Gaz Piyasası Kanununun Ek 1 inci Maddesi Kapsamında Yapılan Devirler
3065 sayılı Kanuna 7257 sayılı Kanunla eklenen geçici 41 inci maddede;
“18/4/2001 tarihli ve 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununun ek 1 inci maddesi kapsamındaki devirler katma değer vergisinden müstesnadır. Bu kapsamda yapılan işlemler için yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler nedeniyle hesaplanan vergiden indirilir. İndirim yoluyla giderilemeyen vergiler iade edilmez. Hazine ve Maliye Bakanlığı istisna uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
hükmü yer almaktadır.
İstisna uygulaması, 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununun ek 1 inci maddesi kapsamındaki devirleri kapsamakta olup, söz konusu istisna kapsamında işlem yapan mükelleflerin, bu işlemlere ilişkin olarak yüklendikleri vergileri indirim konusu yapmaları mümkündür. Bununla birlikte, söz konusu işlemler nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilemeyen verginin iadesinin talep edilmesi mümkün bulunmamaktadır.”
- g) Yapı kullanma izin belgesi bulunan ve mülkiyeti devredilen konutların tesliminde iade uygulaması
Tebliğ’in 7’nci maddesiyle ana Tebliğin indirimli orana tabi işlemlerde iade uygulamasına ilişkin olarak, “Vergi İnceleme Raporuna Göre Mahsuben İade” başlıklı (III/B-3.4.8.) bölümünden sonra gelmek üzere başlığı ile birlikte aşağıdaki bölüm eklenmiştir.
“3.4.9. Yapı Kullanma İzin Belgesi Bulunan ve Mülkiyeti Devredilen Konutların Tesliminde İade
İndirimli orana tabi konut teslimleri nedeniyle iade talebinde bulunulabilmesi için konutların tamamlanarak alıcılara fiilen teslim edildiğinin tevsiki gerekmektedir.
Gayrimenkul satışlarında mülkiyetin devri ise gayrimenkulün tapuda alıcı adına tescil edilmesi suretiyle gerçekleşmektedir.
Diğer taraftan, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 30 uncu maddesine göre, yapı inşaatının tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye veya valilikten yapı kullanma izni alınması mecburidir. Bu izin, yapı sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespitine ilişkindir.
Bu itibarla, yapı kullanma izin belgesi bulunan ve tapuda mülkiyet devri gerçekleşen konutlara ilişkin KDV iade talepleri, konutun fiilen kullanımına ilişkin başkaca bir belge aranmasına veya bu bağlamda bir yoklama yapılmasına gerek bulunmaksızın değerlendirmeye alınır.”
Yapılan bu değişiklikle, yapı kullanma izin belgesi bulunan ve tapuda mülkiyet devri gerçekleşen konutlara ilişkin KDV iade talepleri, konutun fiilen kullanımına ilişkin başkaca bir belge aranmasına veya bu bağlamda bir yoklama yapılmasına gerek bulunmaksızın değerlendirmeye alınacaktır.
- h) (ÖTV’ye tabi olan malların indirimli oran uygulanmak suretiyle tesliminden kaynaklanan KDV iade alacağının, bu mallara ilişkin ÖTV borçlarına mahsuben iadesi hariç) KDV iade alacağı ÖTV Kanunu’ndan doğan borçlara mahsup edilemeyecek
Bilindiği üzere, mükellefler, KDV iade alacaklarını, vergi dairelerince takip edilen amme alacaklarına, ithalde alınan vergilere ve SGK prim borçlarına mahsup edebilmektedirler.
Tebliğin 8’inci maddesiyle, ana Tebliğin KDV iadesine ilişkin, “Mahsup Edilebilecek Borçlar” başlıklı (IV/A-2.1.1.) bölümünün birinci paragrafının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Şu kadar ki, 3065 sayılı Kanunun 36’ncı maddesinin ikinci fıkrasının Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, KDV iade alacağı ÖTV Kanunundan doğan borçlara (ÖTV’ye tabi olan malların indirimli oran uygulanmak suretiyle tesliminden kaynaklanan KDV iade alacağının, bu mallara ilişkin ÖTV borçlarına mahsuben iadesi hariç) mahsup edilemez.”
Yapılan bu düzenleme uyarınca, KDV iade alacağı ÖTV Kanunundan doğan borçlara (ÖTV’ye tabi olan malların indirimli oran uygulanmak suretiyle tesliminden kaynaklanan KDV iade alacağının, bu mallara ilişkin ÖTV borçlarına mahsuben iadesi hariç) mahsup edilemeyecektir.
ı) Özel esaslar uygulamasına ilişkin olarak Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin ilgili bölümlerinde yeni düzenlemeler yapıldı
Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 370. maddesinin (b) fıkrasında, vergi incelemesine başlanılmadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden önce verginin ziyaa uğradığına delalet eden emareler bulunduğuna dair yetkili merciler tarafından yapılmış olan sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmaya ilişkin ön tespitler bakımından mükelleflere ön tespite ilişkin yazının tebliğ edilebileceği ve mükelleflerin beyanlarını düzeltebilecekleri düzenlenmiştir.
Tebliğin 9’uncu maddesiyle, aynı Tebliğin “İşlemlerin Gerçekliğini İspat” başlıklı (IV/E-5.) bölümünün ikinci paragrafı ile yedinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Tebliğin ikinci paragrafında yapılan düzenleme uyarınca, söz konusu hükmün uygulanmasına ilişkin usul ve esasların 30/7/2020 tarihli ve 31201 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve izaha davet uygulamasına ilişkin 519 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlendiği açıklanmıştır.
Benzer şekilde, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 370’inci maddesinin (b) fıkrası uygulaması kapsamında, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmaya ilişkin ön tespit yazısına konu beyanlarını düzeltmeyen mükellefler özel esaslara alınmaktadır.
Tebliğin yedinci paragrafında yapılan düzenleme uyarınca, mükellefin söz konusu belgelere isabet eden KDV’yi indirimlerinden çıkararak düzelttiğini veya hiç indirim hesaplarına almadığını vergi dairesine tevsik etmesi ya da Tebliğin “Genel Esaslara Dönüş” başlıklı (IV/E-7.2.2) bölümünde yer alan ve aşağıda yer verilen şartlardan birini sağlaması halinde, (birinci paragrafın (a) ayrımı hariç) vergi incelemesi neticesi beklenmeksizin, genel esaslara dönüşü yapılacaktır.
– Olumsuz tespitin ilişkin olduğu belgelere dayanılarak indirim ve iade konusu yapılan KDV tutarlarının sahte belge için üç katı, muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge için iki katı teminat gösterilmesi,
– İlgili dönem veya daha sonraki bir dönemle ilgili inceleme sonucunda düzenlenecek olumlu raporun vergi dairesi kayıtlarına intikal etmesi,
– Tespitin veya tespite dayanılarak tesis edilen işlemlerin yargı kararıyla iptal edilmesi,
– Özel esaslar kapsamına alınılan dönemi takip eden vergilendirme döneminden itibaren bu süre içerisinde başka bir olumsuzluk olmaması kaydıyla (süre dolmadan önce yapılan tespitlerde en son tespit tarihinden itibaren), sahte belge kullanma tespitlerinde üç yıl, muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma tespitlerinde iki yıl geçmesi.
Eski Hali: | Yeni Hali: | |
Öte yandan, aynı Kanunun 370’inci maddesinde, vergi incelemesine başlanılmadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden önce verginin ziyaa uğradığına delalet eden emareler bulunduğuna dair yetkili merciler tarafından yapılmış ön tespitler hakkında tespit tarihine kadar ihbarda bulunulmamış olması kaydıyla mükelleflerin izaha davet edilebileceği hükme bağlanmıştır. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin olarak 25/7/2017 tarihli ve 30134 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 482 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde izaha davetin kapsamı ve şekli, ön tespitin niteliği, izaha daveti yapacak ve yapılan izahı değerlendirecek merciler, davet yapılacaklar, yapılan izahta kullanılacak bilgi ve belgeler ile uygulamaya ilişkin diğer usul ve esaslar belirlenmiştir. 213 sayılı Kanunun 370’inci maddesinde yer alan izaha davet uygulaması kapsamında izaha davet komisyonlarınca yapılması gereken işlemler 482 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğindeki açıklamalara göre yerine getirilir, izaha davet uygulaması kapsamına girmeyen işlemlerin gerçekliğini ispatta ise bu Tebliğdeki hükümler uygulanır. Bu düzenlemeler çerçevesinde, izaha davet kapsamında olan ve izahı kabul edilen mükellefler hakkında özel esaslar uygulanmaz. | “Öte yandan, 213 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin (b) fıkrasında, vergi incelemesine başlanılmadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden önce verginin ziyaa uğradığına delalet eden emareler bulunduğuna dair yetkili merciler tarafından yapılmış olan sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmaya ilişkin ön tespitlerbakımından mükelleflere ön tespite ilişkin yazının tebliğ edilebileceği ve mükelleflerin beyanlarını düzeltebilecekleri düzenlenmiştir. Söz konusu hükmün uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ise 30/7/2020 tarihli ve 31201 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 519 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlenmiştir. Buna göre, 213 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin (b) fıkrasında yer alan uygulama kapsamında ön tespit ve izah değerlendirme komisyonlarınca yapılması gereken işlemler 519 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğindeki açıklamalara göre yerine getirilir, mezkur uygulama kapsamına girmeyen işlemler bakımından ise bu Tebliğin bu bölümündeki açıklamalar uygulanır.” | |
Yapılan izahın izaha davet komisyonlarınca yeterli bulunmaması ve mükellef tarafından Vergi Usul Kanununun 370 inci maddesinde öngörülen işlemlerin gerçekleştirilmemesi durumunda incelemeye veya takdire sevk işlemleri yapılan mükellefler de aynı şekildeözel esaslara alınır. | “213 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin (b) fıkrası uygulaması kapsamında, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmaya ilişkin ön tespit yazısına konu beyanlarını düzeltmeyen mükellefler özel esaslara alınır.Ancak, mükellefin söz konusu belgelere isabet eden KDV’yi indirim hesaplarından çıkararak düzelttiğini veya hiç indirim hesaplarına almadığını vergi dairesine tevsik etmesi ya da Tebliğin (IV/E-7.2.2) bölümünde yer alan şartlardan [birinci paragrafın (a) ayrımı hariç] birini sağlaması halinde, vergi incelemesi neticesi beklenmeksizin, genel esaslara dönüşü yapılır.” |
Yapılan bu değişiklikle, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanımına ilişkin, izaha davet müessesesi kapsamında beyanlarını düzelten mükelleflerin, bu düzeltmelerinin KDV özel esas uygulaması açısından da geçerli olduğu ve bu şekilde beyanlarını düzeltenler için özel esasların uygulanmayacağı açıklanarak, aynı konu hakkında iki işlem yapılması önlenmiş oldu.
Ayrıca, söz konusu belgeleri kayıtlarına hiç almamış veya izaha davet uygulamasından önce kayıtlarından çıkarmış olanların, bu durumlarını vergi dairelerine açıklamaları durumunda, özel esas uygulamasına muhatap olmamaları sağlanarak KDV iade süreçlerinde yaşanabilecek olası gecikmelerin önüne geçilmiştir.