7193 Sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 21.11.2019 tarihinde TBMM’de kabul edilmiş olup söz konusu Kanun’un Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmasını müteakip Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi beklenmektedir.
Kanun yürürlüğe girmezden evvel içeriğindeki hususlar konu başlıkları itibariyle ayrı ayrı değerlendirilecek olup, bu Bültenimizde 7193 sayılı Kanun ile yeni ihdas edilen Değerli Konut Vergisi ile ilgili değerlendirmelere yer verilmiştir.
Daha önce de değinildiği üzere, 7193 Sayılı Kanun’un dört bölümden ve 54 maddeden oluşmaktadır. Kanun’un ilk yedi maddesi ve ilk üç bölümünde yeni ihdas edilen dijital vergisi düzenlenmiş, dördüncü ve son bölümse ise bazı kanunlarda ve 375 sayılı kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılmasına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.
Bahsi geçen dördüncü ve son bölümde yer alan 30 ila 37’inci maddeler ile (Emlak Vergisi Kanunu’na eklenen 42 ila 49’uncu maddelerle) değerli belirlenen tutarı aşan konutlardan alınmak üzere değerli konut vergisi ihdas edilmiştir.
Nitekim Kanun’un madde gerekçesinde;
– Kamu harcamalarının, büyümenin ve kalkınmanın sürdürülebilir finansman kaynağının vergiler olduğu,
– Bu amaçlarla alınan vergilerin ihdasında, oranlarının, istisnalarının ve muafiyetlerinin belirlenmesinde ve diğer vergilendirme işlemlerinde, neredeyse tüm ülkeler tarafından dikkate alınan temel vergilendirme prensiplerinden birisinin de mali güce göre vergilendirme ilkesi olduğu, mali güce göre vergilendirme ilkesinin ülkemizde de Anayasal olarak hüküm altına alındığı,
– Vergilerin gelir, servet ve harcamalar üzerinden alınabilmekle birlikte, mali güce göre vergilendirmenin, doktrinde de genel kabul gördüğü üzere, servet vergileri üzerinden etkili bir şekilde uygulanabildiği,
– Bu kapsamda, ülkemizde de diğer amaçların yanı sıra bu amaca da hizmet edecek şekilde, bazı servet unsurları (taşınmazlar, taşıtlar, servet intikalleri) üzerinden alınan muhtelif vergiler bulunduğu,
– Bununla birlikte, genel refah düzeyindeki vatandaşlar tarafından sahip olunması güç olan, yüksek değerli bir veya daha fazla mesken nitelikli taşınmaza sahip olunmasının, mali gücün yüksekliğinin ölçütü olarak dikkate alınabileceğinin açık olduğu,
– Bu kapsamda, mali güce göre vergilendirme ilkesini esas alarak yukarıda belirtilen amaçlara hizmet etmek için 7193 sayılı Kanun ile 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nda yapılan düzenleme ile Türkiye sınırları içinde bulunan ve emlak vergisine esas bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenmiş değeri 5 milyon TL ve bu tutarı aşan mesken nitelikli taşınmazlardan “Değerli Konut Vergisi” alınmasının öngörüldüğü,
açıklamasına yer verilmiştir.
Bu çerçevede Emlak Vergisi Kanunu’na eklenen 42’nci madde ile değerli konut vergisinin konusu ve istisnası belirlenmiş olup buna göre, Türkiye sınırları içinde bulunan mesken nitelikli taşınmazlardan;
– Bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değeri 5.000.000 Türk lirası ve üzerinde olanların değerli konut vergisine tabi olduğu,
– Emlak vergisine esas bina vergi değeri ve ilgili mevzuatının verdiği yetkiye istinaden Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce yapılan veya yaptırılan değerleme sonucu belirlenmiş değeri 5 milyon TL’nin altında olan konutların ise vergiden istisna olduğu,
hüküm altına alınmıştır.
Emlak Vergisi Kanunu’na eklenen “Vergiye ait değerlerin tespiti, ilanı ve kesinleşmesi” başlıklı 43. Maddede ise;
– Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce ilgili mevzuat kapsamında yapılan veya yaptırılan değerleme sonucunda belirlenen ve 5.000.000 Türk lirasını aşan (bu tutar dâhil) mesken nitelikli taşınmazların, ilgilileri tarafından ulaşılabilecek şekilde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün internet sitesinde ilan edileceği ve ilgilisine ayrıca tebliğ edileceği,
– Tebliğ tarihinden itibaren on beşinci günün sonuna kadar Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne itiraz edilmeyen mesken nitelikli taşınmaz değerinin kesinleşeceği, süresinde yapılan itirazların onbeş gün içinde değerlendirilerek sonuçlandırılacağı ve kesinleşen değerin, aynı usulle ilan ve ilgilisine tebliğ edileceği, bu değerin, değerli konut vergisi uygulamasında Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değer olarak kabul edileceği,
– Değerli konut vergisi uygulamasında, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen bir değerin bulunmaması halinde ise, Emlak Vergisi Kanunu’nun 29. Maddesine (*) göre belirlenen bina vergi değerinin esas alınarak vergilendirme işlemlerinin yapılacağı,
hüküm altına alınmıştır.
Emlak Vergisi Kanunu’na eklenen 44’üncü maddeye göre;
– Değerli konut vergisinin matrahı, bina vergi değeri ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değerden yüksek olanıdır.
– Verginin oranı ise matrah üzerinden taşınmazın değerine göre (5.000.000 TL ile 7.500.000 TL arasında olanlar için) binde 3, (değeri 7.500.001 TL ile 10.000.000 TL arasında olanlar için) binde 6, (değeri 10.000.001 TL’yi aşanlar için ise) binde 10 olarak belirlenmiştir.
– Ayrıca, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce yeni bir değerleme yapılana kadar, vergi matrahının yıllar itibarıyla erozyona uğramasını engellemek amacıyla, değer tespitinin yapıldığı yıl hariç olmak üzere, yeni bir değerleme yapılıncaya kadar her yıl söz konusu değerlerin yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmektedir.
– Aynı şekilde, artan taşınmaz değerlerine bağlı olarak mükelleflerin bir üst orandan vergi ödemesini önlemek amacıyla vergi oranlarına esas taşınmaz değerlerinin alt ve üst sınırlarının da her yıl yeniden değerlemeye tabi tutularak artırılması yönünde düzenleme yapılmaktadır.
– Paylı mülkiyette ve elbirliği mülkiyette, matrahın hesabında mesken nitelikli taşınmazın toplam değeri esas alınacaktır.
Emlak Vergisi Kanunu’na eklenen 45’inci maddeye göre, verginin mükellefi mesken nitelikli taşınmazın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa taşınmaza malik gibi tasarruf edenlerdir. Bir mesken nitelikli taşınmaza paylı mülkiyet hâlinde malik olanlar hisseleri oranında mükelleftirler, elbirliği halinde mülkiyette ise malikler vergiden müteselsilen sorumludurlar.
Maddenin devamında mükellefiyetin başlama ve sona ermesini sağlayan haller ile süreler düzenlenmekte olup buna göre, değerli konut vergisi mükellefiyeti;
- a) Mesken nitelikli taşınmazın değerinin, 5.000.000,00 TL’yi (bu tutar dahil) aştığının belirlendiği tarihi,
- b) 33’üncü maddenin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı (**) vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması hâlinde bu değişikliklerin vuku bulduğu tarihi,
- c) Muafiyetin sukut ettiği tarihi,
takip eden yıldan itibaren başlar.
Yanan, yıkılan, tamamen kullanılmaz hâle gelen veya vergiye tabi iken muaflık şartlarını kazanan mesken nitelikli taşınmazlarda, bu olayların vuku bulduğu tarihi takip eden taksitten itibaren mükellefiyet sona erer.
Emlak Vergisi Kanunu’na eklenen Muaflıklar başlıklı 46’inci maddeye göre;
– Genel ve özel bütçeli idarelerin, belediyelerin ve üniversitelerin,
– Yabancı ülkelerin elçilik ve konsoloslukları ve milletlerarası kuruluşlar ile bunların mensuplarının,
– Türkiye sınırları içinde mesken nitelikli tek taşınmaza sahip olmak kaydıyla kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin ve yine aynı şartla gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların,
sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar vergiden muaftır.
Ayrıca 46’ıncı madde ile, esas faaliyet konusu bina inşası olanların satmak üzere inşa ettiği, ancak henüz ilk satışa, devir ve temlike konu edilmemiş yeni mesken nitelikli taşınmazlar da, sahipleri bakımından bir servet unsuru değil işletmeye kayıtlı mamul olmaları hasebiyle, vergiden muaf tutulmakta, bu taşınmazların kiraya verilmesi veya sair surette kullanılması durumunda muafiyetin sona ermesi öngörülmektedir.
Emlak Vergisi Kanunu’na eklenen “Verginin beyanı, ödeme süresi ve ödeme yeri” başlıklı 47’inci maddeye göre;
– Mükellef tarafından, mesken nitelikli taşınmaza ilişkin bina vergi değeri ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değer, buna ait vesikalarla, mesken nitelikli taşınmazın bulunduğu yerdeki Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı yetkili vergi dairesine, mesken nitelikli taşınmazın değerinin 5.000.000,00 TL’yi (bu tutar dahil) aştığı yılı takip eden yılın şubat ayının 20’nci günü sonuna kadar beyanname ile beyan edilir ve vergi, yetkili vergi dairesince yıllık olarak tarh ve tahakkuk olunur. Müteakip yıllar için mükellef tarafından aynı şekilde yıllık olarak beyanname verilir ve vergi ilgili vergi dairesince tarh ve tahakkuk olunur.
– Elbirliği mülkiyetinde mükellefler müşterek beyanname verebilecekleri gibi, münferiden de beyanname verebilirler. Paylı mülkiyet hâlinde ise beyanname münferiden verilir.
– Vergi dairesi tarafından tarh ve tahakkuk ettirilen vergi, ilgili yılın şubat ve ağustos aylarının sonuna kadar iki eşit taksitte ödenir.
– Yıl içerisinde mükellefiyetin başlamasını gerektirecek durumun meydana gelmesi hâlinde, mükellef tarafından takip eden yılın beyanname verme süresi içerisinde ilgili vergi dairesine beyanname verilir.
– Bu Kanunun 37’nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrası (***) hükümleri, değerli konut vergisi bakımından uygulanmaz.
7193 Sayılı Kanun’la Ana Kanun’a eklenen “Değerli konut vergisi hasılatı” başlıklı 48. Maddeye göre ise, tahsil edilen değerli konut vergisi genel bütçe geliri olarak kaydedilecek ve bu şekilde yapılacak tahsilatlardan (02/07/2008 tarih ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun ile diğer kanunlara göre) mahalli idarelere pay verilmeyecektir.
Değerli konut vergisine ilişkin Kanun’a eklenen 48’inci ve son maddede ise, verginin uygulamasına ilişkin usul ve esasları ve esasları belirleme, muafiyetlerin uygulanmasında aranacak belgeleri tespit etme, 47’nci maddede yer alan beyanname verme ve ödeme sürelerini üç aya kadar uzatma, beyannamenin verileceği yetkili vergi dairesini, beyannamenin şekil, içerik ve eklerini belirleme ve verginin beyanname aranmaksızın tahakkuk ettirilmesi konularında Hazine ve Maliye Bakanlığı yetki verilmektedir.
Ülkemizde yeni ihdas edilen Değerli konut vergisi ile mevcut Türk Vergi Sistemi sistematiğinin dışına çıkılarak, yerel yönetimlerin sevk ve idaresi altında bulunan ve gider vergilerinin konusuna tabi bir kaynak üzerinde genel bütçeye tabi bir vergi ihdas edilmiştir.
Ayrıca, normalde aynı kaynak üzerinden alınan emlak vergisini tarha yetkili merciler belediyeler (gelir müdürlükleri) iken, yine mevcut sistematiğin dışına çıkılarak bu merciler bypass edilmiş, bunun yerine yetkili merci olarak (Merkezi Hükümete, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı) o mahallin vergi dairesi, tarha yetkili daire olarak belirlenmiştir.
Bir diğer husus; mevut haliyle Kanun’da muafiyet sınırları ve vergi dilimleri çok keskin şekilde belirlenmiş olup, 4.999.999,00 TL değere sahip bir mesken vergi dışı bırakılmışken, bu tutarın 1 TL üzerinde değere sahip meskenden [(5.000.000,00) x (3/1000)= 15.000,00 TL tutarında] değerli konut vergisi alınma durumu oluşmuştur. Oysa bunun yerine örneğin; ilk dilim 1.000.000,00 TL ve buna karşılık gelen oran binde 1 olmak üzere, dilimleri birer milyon lira, oranları ise binde 1’er artırarak beş ile on dilimli artan oranlı bir tarife uygulanmış olunsaydı, verginin konuluş gayesine ve Kanun’un genel gerekçesine çok daha uygun bir düzenleme yapılmış olunurdu. Böylece hem vergi tabana yayılırdı hem de değerli konut vergisinin matrahının tespitine yönelik yapılacak muhtemel çalışma, tespit ve değerlendirme sonuçları, alım satıma konu meskenlerde tapu harcı, değer artış kazancı veya gelir/kurumlar vergisi matrahı gibi aynı kaynak yahut olay üzerinden alınan diğer verilerin matrahının tespitinde emsal teşkil eder, böylece kayıt dışı ile mücadelede mevcut sistem önemli bir oto kontrol müessesine kavuşurdu.
Maalesef tam tersine, Kanun Teklifinin tapu harcının Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce yapılan veya yaptırılan değerlemeye göre belirlenmesine ilişkin 30 ve 31’inci maddeleri Meclis görüşmelerinde tekliften çıkarılmıştır.
Mevcut durumda gayrimenkullerin tapuda yapılan alım satım işleminde, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere mükelleflerce beyan edilen alım satım bedeli üzerinden tapu harcı hesaplanmakta olup, emlak vergisi değerinden daha düşük bir bedel üzerinden harç ödendiğinin veya emlak vergisi değerinden yüksek olmakla birlikte beyan edilen alım satım bedelinin gerçek durumu yansıtmadığının tespiti durumunda ise eksik ödenen harç cezalı olarak alınmaktadır. O sebeple de uygulamada, (şifahi) beyan esasının geçerli olması nedeniyle tapuda gerçek durumu yansıtmayan farklı beyanlardan kaynaklanan harç kaybı söz konusu olmaktadır.
Oysa Kanun teklifinin komisyonlardan geçen bu maddeleri aynen yasalaşmış olsaydı, gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapu harcının, emlak vergisi değerinin yanı sıra ilgili mevzuatının verdiği yetkiye istinaden Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce yapılan veya yaptırılan değerleme sonucu belirlenmiş bir değer bulunması durumunda bu değerden de az olmamak üzere gerçek devir ve iktisap bedelinden alınması sağlanacak, böylece tapuda gerçek durumu yansıtmayan farklı beyanlardan kaynaklanan harç kaybı da önlenmiş olacaktı. Buna paralel olarak alım satımdan kaynaklı bağlı değer artış kazançları yahut ticari kazanç daha doğru ve gerçeğe uygun şekilde tespit edilerek gelir/kurumlar vergisi yönünde de gerçek alım satım bedeli üzerinden vergilendirme yapılması imkanına kavuşularak kayıt dışı ile mücadelede önemli bir adım atılmış olunacaktı.
Yukarıda atıfta bulunulan Emlak Vergisi Kanunu’nun ilgili maddeleri ile 7193 sayılı Kanun’un Konaklama Vergisine ilişkin bölümü (maddeleri) aşağıdaki gibi olup, bu haliyle yayımlanması şartıyla 7193 sayılı Kanun’un bu maddeleri 01/04/2020 tarihinde yürürlüğe girmiş olacaktır.
(*) Emlak Vergisi Kanunu Madde 29 – (Değişik : 7/3/2002-4751/2 md.)
Vergi değeri;
- a) Arsa ve araziler için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin hükümlerine göre takdir komisyonlarınca arsalar için her mahalle ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazide her köy için cadde, sokak veya değer bakımından farklı bölgeler (turistik bölgelerdeki cadde, sokak veya değer bakımından farklı olanlar ilgili valilerce tespit edilecek pafta, ada veya parseller), arazide her il veya ilçe için arazinin cinsi (kıraç, taban, sulak) itibarıyla takdir olunan birim değerlere göre,
- b) Binalar için, Maliye ve Bayındırlık ve İskan bakanlıklarınca müştereken tespit ve ilân edilecek bina metrekare normal inşaat maliyetleri ile (a) bendinde belirtilen esaslara göre bulunacak arsa veya arsa payı değeri esas alınarak 31 inci madde uyarınca hazırlanmış bulunan yönetmelik hükümlerinden yararlanılmak suretiyle,
Hesaplanan bedeldir.
Vergi değeri, mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıldan itibaren her yıl, bir önceki yıl vergi değerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılması suretiyle bulunur.
33’üncü maddeye (8 numaralı fıkra hariç) göre mükellefiyet tesisi gereken hallerde vergi değerinin hesaplanmasında, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 49 uncu maddesinin (b) fıkrasına göre belirlenen arsa ve arazi birim değerleri, takdir işleminin yapıldığı yılı takip eden ikinci yıldan başlamak suretiyle her yıl, bir önceki yıl birim değerinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılması suretiyle dikkate alınır.
(Değişik dördüncü fıkra: 16/6/2009-5904/33 md.) Vergi değerinin hesabında bin liraya, verginin hesaplanmasında ise bir liraya kadar olan kesirler dikkate alınmaz.
Cumhurbaşkanı, bu maddede belirtilen artış oranını sıfıra kadar indirmeye veya yeniden değerleme oranına kadar artırmaya yetkilidir. Cumhurbaşkanı bu yetkisini, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 95 inci maddesi uyarınca belirlenen belediye grupları itibarıyla farklı oranlar tespit etmek suretiyle de kullanabilir.
(**) Emlak Vergisi Kanunu Madde 33
Vergi değerini tadil eden sebepler:
Vergi değerini tadil eden sebepler aşağıda gösterilmiştir:
- Yeni bina inşa edilmesi (Mevcut binalara ilaveler yapılması veya asansör veya kalorifer tesisleri konulması yeni inşaat hükmündedir.)
- (Değişik : 17/7/1972 – 1610/23 md.) Bir binanın yanması, yıkılması suretiyle veya sair sebeplerle tamamen veya kısmen harabolması veya binada mevcut asansör veya kalorifer tesislerinin kısmen veya tamamen kaldırılması;
- Bir binanın kullanış tarzının tamamen değiştirilmesi veya bir binanın ikamete mahsus mahallerinden bir kısmının dükkan, mağaza, depo gibl ticaret ve sanat icrasına mahsus mahaller haline kalbedilmesi, (Bu hükmün uygulanmasında bir apartmanın her dairesi bir bina sayılır ve tadil sebebi, yalnız kullanış tarzı tamamen veya kısmen değiştirilen daire için geçerli olur.)
- Arazinin hal ve heyetinde değişiklik olması:
- a) Arazinin fidanlandırılması veya ağaçlandırılması, bağ haline getirilmesi;
- b) Fidanlı, ağaçlı veya kütüklü bir arazinin tarla haline getirilmesi veya gelmesi;
- c) Tarım yapılan bir arazinin tabii bir afet veya arıza sebebiyle veya sair sebepler yüzünden tarıma elverişsiz hale gelmesi.
- d) Tarım yapılmıyan bir arazinin tarıma elverişli hale getirilmesi,
- e) Arazinin parsellenmek suretiyle arsalar haline getirilmesi.
- Bir binanın mütemmimi durumunda olan arazinin mütemmimlik durumundan çıkması veya bir arazi ve arsanın bina mütemmimi durumuna girmesi.
- Bir bina veya arazinin takvim veya ifraz edilmesi veya mükellefinin değişmesi (Araziden bir kısmının istimlak edilmesi de ifraz hükmündedir.)
- Müteaddit arazi ve arsaların tek bir arazi ve arsa haline getirilmesi veya müteaddit hisselere ayrılmış olan bir binanın bütün hisselerinin birleştirilmesi.
(***) Emlak Vergisi Kanunu Madde 37 – (Değişik: 4/12/1985-3239/113 md.)
Bu Kanun hükümleri saklı kalmak şartıyla, bu Kanuna göre alınacak vergiler hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
Bu Kanunda geçen “Vergi dairesi” tabiri, belediyeleri ifade eder.
Bu Kanunun uygulanmasında, Vergi Usul Kanununun vergi inceleme yetkisi hariç olmak üzere;
- Belediye gelir şube müdürü, gelir şube müdürü olmayan yerlerde belediye hesap işleri müdürü, hesap işleri müdürü olmayan yerlerde muhasebeci, vergi dairesi müdürü sıfat ve yetkisini haizdir.
- Vergi Usul Kanununda mahallin en büyük mal memuruna verilmiş görev ve yetkiler, belediye başkanları tarafından kullanılır.
DİJİTAL HİZMET VERGİSİ İLE BAZI KANUNLARDA VE 375 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
Kanun No. 7193 | Kabul Tarihi: 21/11/2019 |
BİRİNCİ BÖLÜM
………………………………………………………………………………………………….
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına İlişkin Düzenlemeler
………………………………………………………………………………………………….
“DÖRDÜNCÜ KISIM
Değerli Konut Vergisi
Konu:
MADDE 42– Türkiye sınırları içinde bulunan mesken nitelikli taşınmazlardan bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değeri 5.000.000 Türk lirası ve üzerinde olanlar değerli konut vergisine tabidir.”
MADDE 31- 1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 42 nci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Vergiye ait değerlerin tespiti, ilanı ve kesinleşmesi:
MADDE 43– Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce ilgili mevzuat kapsamında yapılan veya yaptırılan değerleme sonucunda belirlenen ve değeri 42 nci maddede yer alan tutarı aşan (bu tutar dâhil) mesken nitelikli taşınmazlar, ilgilileri tarafından ulaşılabilecek şekilde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün internet sitesinde ilan edilir ve ilgilisine ayrıca tebliğ edilir. Tebliğ tarihinden itibaren on beşinci günün sonuna kadar Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne itiraz edilmeyen mesken nitelikli taşınmaz değeri kesinleşir. Süresinde yapılan itirazlar, on beş gün içinde değerlendirilerek sonuçlandırılır ve kesinleşen değer, aynı usulle ilan ve ilgilisine tebliğ edilir. Bu değer, değerli konut vergisi uygulamasında Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değer olarak kabul edilir.
Bu vergi uygulamasında, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen bir değerin bulunmaması durumunda, bina vergi değeri esas alınarak vergilendirme işlemleri yapılır.
Bina vergi değeri, 29 uncu maddeye göre belirlenen vergi değeridir.”
MADDE 32- 1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 43 üncü maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Matrah ve nispet:
MADDE 44– Verginin matrahı, bina vergi değeri ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değerden yüksek olanıdır.
Değerli konut vergisine tabi mesken nitelikli taşınmazlardan değeri;
5.000.000 TL ile 7.500.000 TL arasında olanlar (Binde 3)
7.500.001 TL ile 10.000.000 TL arasında olanlar (Binde 6)
10.000.001 TL’yi aşanlar (Binde 10)
oranında vergilendirilir.
Paylı mülkiyette ve elbirliği mülkiyette, matrahın hesabında mesken nitelikli taşınmazın toplam değeri esas alınır.
42 nci maddede yer alan tutar, ikinci fıkrada yer alan vergi oranlarına esas mesken nitelikli taşınmaz değerlerinin alt ve üst sınırları ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen ve 42 nci maddede yer alan tutarı aşan (bu tutar dâhil) mesken nitelikli taşınmazların değeri her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılır. Bu şekilde hesaplanan tutarların 10.000 Türk lirasına kadar olan kesirleri dikkate alınmaz (Şu kadar ki; Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen taşınmaz değeri, değer tespitinin yapıldığı yıl yeniden değerleme oranında artırılmaz.).”
MADDE 33- 1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 44 üncü maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Mükellefiyet:
MADDE 45– Değerli konut vergisini mesken nitelikli taşınmazların maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa mesken nitelikli taşınmaza malik gibi tasarruf edenler öder.
Bir mesken nitelikli taşınmaza paylı mülkiyet hâlinde malik olanlar, hisseleri oranında mükelleftirler. Elbirliği mülkiyette malikler vergiden müteselsilen sorumlu olurlar.
Değerli konut vergisi mükellefiyeti;
- a) Mesken nitelikli taşınmazın değerinin, bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değerin 42 nci maddede belirtilen tutarı aştığının (bu tutar dâhil) belirlendiği tarihi,
- b) 33 üncü maddenin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması hâlinde bu değişikliklerin vuku bulduğu tarihi,
- c) Muafiyetin sukut ettiği tarihi,
takip eden yıldan itibaren başlar.
Yanan, yıkılan, tamamen kullanılmaz hâle gelen veya vergiye tabi iken muaflık şartlarını kazanan mesken nitelikli taşınmazlardan dolayı mükellefiyet, bu olayların vuku bulduğu tarihi takip eden taksitten itibaren sona erer.”
MADDE 34- 1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 45 inci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Muaflıklar:
MADDE 46– Aşağıda yazılı mesken nitelikli taşınmazlar, değerli konut vergisinden muaftır:
- a) Genel ve özel bütçeli idarelerin, belediyelerin ve üniversitelerin maliki veya intifa hakkına sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar.
- b) Türkiye sınırları içinde mesken nitelikli tek taşınmazı olan kişilerden; kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar (intifa hakkına sahip olunması hâli dâhil) (Bu hüküm, belirtilen kişilerin tek meskene hisse ile sahip olmaları hâlinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanır.).
- c) Yabancı devletlere ait olup elçilik ve konsolosluk olarak kullanılan mesken nitelikli taşınmazlar ile elçilerin ikametine mahsus mesken nitelikli taşınmazlar ve bunların müştemilatı (karşılıklı olmak şartıyla) ve merkezi Türkiye’de bulunan milletlerarası kuruluşlara, milletlerarası kuruluşların Türkiye’deki temsilciliklerine ait mesken nitelikli taşınmazlar.
ç) Esas faaliyet konusu bina inşası olanların işletmelerine kayıtlı bulunan ve henüz ilk satışa, devir ve temlike konu edilmemiş yeni inşa edilen mesken nitelikli taşınmazlar (arsa karşılığı inşaat işlerinde sözleşme gereği taahhüt işini üstlenen müteahhide kalan mesken nitelikli taşınmazlar dâhil) (bu taşınmazların kiraya verilmesi veya sair surette kullanılması hâlleri hariç).”
MADDE 35- 1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 46 ncı maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Verginin beyanı, ödeme süresi ve ödeme yeri:
MADDE 47– Mükellef tarafından, mesken nitelikli taşınmaza ilişkin bina vergi değeri ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değer, buna ait vesikalarla, mesken nitelikli taşınmazın bulunduğu yerdeki Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı yetkili vergi dairesine, mesken nitelikli taşınmazın değerinin 42 nci maddede belirtilen tutarı aştığı (bu tutar dâhil) yılı takip eden yılın şubat ayının 20 nci günü sonuna kadar beyanname ile beyan edilir ve vergi, yetkili vergi dairesince yıllık olarak tarh ve tahakkuk olunur. Müteakip yıllar için mükellef tarafından aynı şekilde yıllık olarak beyanname verilir ve vergi ilgili vergi dairesince tarh ve tahakkuk olunur.
Elbirliği mülkiyetinde mükellefler müşterek beyanname verebilecekleri gibi, münferiden de beyanname verebilirler. Paylı mülkiyet hâlinde ise beyanname münferiden verilir.
Vergi dairesi tarafından tarh ve tahakkuk ettirilen vergi, ilgili yılın şubat ve ağustos aylarının sonuna kadar iki eşit taksitte ödenir.
Yıl içerisinde mükellefiyetin başlamasını gerektirecek durumun meydana gelmesi hâlinde, mükellef tarafından takip eden yılın beyanname verme süresi içerisinde ilgili vergi dairesine beyanname verilir.
Bu Kanunun 37 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrası hükümleri, değerli konut vergisi bakımından uygulanmaz.”
MADDE 36- 1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 47 nci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Değerli konut vergisi hasılatı:
MADDE 48– Tahsil edilen değerli konut vergisi, genel bütçe geliri olarak kaydedilir ve 2/7/2008 tarihli ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun ile diğer kanunlara göre mahalli idarelere verilecek payların hesabında dikkate alınmaz.”
MADDE 37- 1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 48 inci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiş ve mevcut maddeler buna göre teselsül ettirilmiştir.
“Yetki:
MADDE 49– Bu verginin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye, muafiyetlerin uygulanmasında aranacak belgeleri tespit etmeye, 47 nci maddede yer alan beyanname verme ve ödeme sürelerini üç aya kadar uzatmaya, beyannamenin verileceği yetkili vergi dairesini, beyannamenin şekil, içerik ve eklerini belirlemeye ve verginin beyanname aranmaksızın tahakkuk ettirilmesine Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”