İŞÇİNİN FAZLA ÇALIŞMA+UGBT İLE TAZMİNATLARINA İLİŞKİN ALACAK DAVASI

9. Hukuk Dairesi         

2021/2277 E.    

2021/6316 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y  K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin, davalıya ait işyerinde 31.03.2011-07.11.2013 tarihleri arasında gece güvenlik işinde çalıştığını, iş sözleşmesinin ekonomik sebeplerle feshedildiğini ve işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek; kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ve genel tatil ücretleri ile maaş alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının hak etmiş olduğu alacakların ödendiğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Mahkemece 16.12.2019 ve 05.03.2020 tarihli celselerde davacı vekiline, talebi doğrultusunda ek dava açmak için süre verilmiş, davacı vekilince tekrar süre talep edilmesi üzerine 24.09.2020 tarihli celsede “Davacı vekiline hangi hususta ek dava açmak istediği konusunda açıklama yapması ve bu hususa açıklık getiren beyanlarını dilekçe ile mahkememize bildirmesi için bir hafta kesin süre verilmesine, verilen süreye riayet edilmediği takdirde bu talebinden vazgeçmiş sayılacağının dosyanın mevcut hali ile karar verileceği hususunun ihtarına,(ihtarat yapılamadı)” şeklindeki ara karar ile kesin süre verilmiş, duruşma zaptı davacı vekiline tebliğ edilmiştir. Davacı vekilince 04.11.2020 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporu ile fazla çalışma alacağının bulunduğunun tespit edildiği, mahkemenin ara kararı gereğince davayı açıp esasını bildirecekleri beyan edilmiştir. 11.11.2020 tarihli celsede ise “Biz ek dava açmayacağız ek rapor doğrultusunda davamızın kabulüne karar verilmesini talep ediyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur. Mahkeme gerekçesinde “ek rapor ile fazla hesaplanan ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı ve fazla çalışma ücreti alacağı yönünden daha önce davacı tarafından ıslah hakkı kullanıldığından bu alacaklar yönünden fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak” hüküm kurulduğunu belirtmiş, hüküm kısmında ise “fazla çalışma ücreti alacağı ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı talebinin bu dava yönünden Reddine, bu alacak kalemleri yönünden davacının fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına” şeklinde hüküm kurmuştur.
Davacının, dava dilekçesinde fazla çalışma ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacakları yönünden kısmi talepte bulunulduğu, bilirkişi raporu ile yapılan tespit sonrasında mahkemece yapılacak takdiri indirim neticesinde hükmedilecek alacak miktarı, dava dilekçesi ile istenen miktarlardan aşağı düşmediği sürece Mahkeme hükmünde dava dilekçesinde talep edilen miktarlara hükmedilmelidir. Mahkemece davacının dava dilekçesindeki talepleri dikkate alınarak, alacaklara ilişkin tespitin talebinin altında kalması durumunda tespit edilen miktar kadarıyla, talebinden fazla tespit yapılması durumunda ise talebi ile bağlı kalınmak suretiyle fazla çalışma ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca dava açıldıktan sonra davalı tarafça yapılan ödemenin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve ücret alacağından mahsup edildiği anlaşılmakla ödemenin tekrar fazla mesai ücretinden mükerrer olarak düşülmesi de hatalıdır.
3- Davacıya dava açıldıktan sonra davalı tarafça ödeme yapılmıştır. Mahkemece hüküm kurulurken bu hususun gözetilmesi gerekirken sanki davadan önce ödeme yapılmış gibi ret miktarı üzerinden davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalıdır. Ayrıca indirim sebebiyle reddedilecek miktar, davalı lehine hükmedilecek vekâlet ücreti tespitinde nazara alınmamalıdır.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

Share: